Ağaca bakarken orman unutulmamalı, detayla boğuşurken de konunun özü kaçırılmamalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmi ziyaret için Türkiye`ye gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı, 16 Türk Devletini temsil eden askerlere giydirilen tarihi kostümlerle karşılaması konuşuluyor…
Başbakan Davutoğlu’nun Fransa’daki yürüyüşe katılması gündemde yerini koruyor…
* * *
Bunlar ülke gündeminde ne kadar önemli ise, Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürü Sadettin Pircioğlu, şube müdürleri Mutlu Aslan, İhsan Parlak ile Sındırgı İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Işık, Şube müdürleri Talip Karapınar, Harun Bilal, Altıeylül İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Çelik, şube müdürleri Yücel Korkmaz, Ercüment Kutlu ile Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Konakbay, şube müdürleri Sami Günnü ile Ersen Aksoy için yargı yolunun açılması da benim için ve hakları gasp edilen kişiler için de o kadar önemlidir…
Sadece Bandırma’yı ilgilendirmeyen, böyle bir kararın alınması ve Türkiye’de ilk gösterilmesi de yetmemelidir…
* * *
Sendikaya bağlı oldukları gerekçesiyle, okul müdürü üyeleri 75 puanın altında bırakarak müdürlük görevinden alınmasına karar verenler adalet önünde hesap vermelidirler…
Eğitim-Sen Balıkesir Şube Başkanı Bulut’un da ifade ettiği gibi, gücünü yasalardan, hukuktan almayan kamu görevlileri günü geldiğinde yaptıkları yanlış işlemlerin hesabını yargı önünde vermek zorunda kalmalıdırlar…
Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürü Sadettin Pircioğlu, şube müdürleri Mutlu Aslan, İhsan Parlak ile sınırlı kalmamalıdır…
* * *
Yıllarını eğitime vermiş deneyimli yöneticileri keyfi uygulamayla mağdur eden diğer 7 İlçe Müdürü ile Şube Müdürleri de gereken cezayı almalıdırlar…
Haklarında soruşturma açılmasına karar verilen Sındırgı İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Işık, Şube müdürleri Talip Karapınar, Harun Bilal, Altıeylül İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Çelik, şube müdürleri Yücel Korkmaz, Ercüment Kutlu ile Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Konakbay, şube müdürleri Sami Günnü ile Ersen Aksoy da verilecek adil karar sonucunda alacakları ceza ile suçluluk duygusunu taşıyarak toplumda hak ettikleri yerlerini alarak, daha önceleri gibi ellerini-kollarını sallayarak muzaffer bir komutan edasında dolaşmamalıdırlar…
Ancak bir detay da unutulmamalıdır…
Konuyu, detaya getirmişken günümüz Türkiye’sinde alıştığımız türden bir hikâyeyi de aktarmadan geçmeyelim istedim…
* * *
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir…
Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar.
Juan, “Yalnızca kum” diye yanıt verir…
Polis, “Aç bakalım çantaları” der.
Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada…
Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka bir şey yoktur!
Polis, çantalarını Juan`a geri verir ve sınırdan geçmesine de müsaade eder.
Ertesi gün Juan Motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir…
Polis Juan`ı gene durdurur, didik didik arar, bir şey bulamaz ve Juan`ı serbest bırakmak zorunda kalır…
Bu olay, polis emekli olana dek yıllarca devam eder..
Bir gün emekli polis Meksika`da bir barda otururken Juan`ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır…
“Senin yıllardır birşeyler kaçırdığından eminim, çıldıracağım...
Geceleri uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen anlat bana ne kaçırdığını, aramızda kalacağından emin olabilirsin..”
Juan gülümseyerek yanıtlar:
“Motosiklet”
Yani, “Ağaca bakarken orman unutulmamalı, detayla boğuşurken de konunun özü kaçırılmamalı!”