Türk siyasi hayatında çok da yaşanmayan uzun soluklu bir iktidar oluşumu sadece ülkemizde değil dış dünyada da dikkat çekici bir durum.
Hatırlarsak eğer 2002 seçimlerinde % 34.29 ile başlayıp sonra % 46,66`ya çıkan oy oranının ardından bu kez 12 Haziran`da yapılan son genel seçimlere baktığımızda iktidar oylarının % 49,9`a dayandığını görüyoruz.
Aslında iktidarlar olarak dünyaya baktığımızda genel kanı olarak iktidarların iktidarda kaldıkları sürece yıpranmakta oldukları yönünde kabul görmüş bir algılama olduğu da doğru ama bizde azalacağı yerde bir artış söz konusu.
Neden acaba?
Aslında seçim sonuçlarını değerlendirme konusu başlı başına önemli bir konu ama bizim ülkemizde bu işler ne kadar sağlıklı olabiliyor bu da ayrı bir yazı konusu olduğundan dolayı konuyu biraz değiştirerek tekrar AKP`ye getirmek istiyorum.
Daha öncede yazmıştım. İlk iki genel seçimlerdeki sürükleyici aktörün Sayın Başbakan olduğunu, sadece ve sadece genel merkez üzerinden Başbakan ve etrafındaki bakanlarının çalışmalarıyla oluşan bir sürükleyici güçle seçimlerin alındığını belirtmiştim. Ve o yazımda da anlatmaya çalıştığım gibi taşra teşkilatlarının daha henüz siyasete uyum sağlayamadığını, kadrolarını oluşturamadıklarını ama aceleyle bir şeyler yapmaya çalıştıklarını söylemiştim.
Baktığımız zaman bugün, bu son seçimden sonra iktidar partisinde kurumsallaşmaya doğru çok hızlı adımların atılmakta olduğunu görüyoruz. Örneğin gençlik ve kadın kollarının hayata geçirilerek iyi işletilmekte olduklarını görüyoruz. Özellikle geçtiğimiz hafta ilimizi ziyaret eden Başbakanın hiç de alışık olmadığımız bir tarzda yani iki gün içinde bir ilin üç, dört noktasındaki ziyaretlerine baktığımızda da bu noktalarda önemli toplanma ve organizasyon başarıları elde ettiklerini söyleyebilirim.
Baştan söylemeliyim ki gözlemleme konusunun başlı başına önemli bir meziyet olduğunu hatırlatarak bu konuda eksik değerlendirmelerde bulunanlara ancak şu kadar söylemek isterim.
Bakınız eğer yapılan bu Balıkesir açık hava toplantıları tek bir yerde yapılsaydı nasıl bir görüntü ortaya çıkardı acaba?
Özellikle bu konuda konuşan, açıklamalar getiren arkadaşlarıma bu konunun altını çizerek değerlendirmelerini bu açıklamalara göre yeniden yapmalarını öneririm. Ve yine unutmayalım ki ne çeşit bir sosyal çalışma olursa olsun sonuçların küçültülmeye çalışılmasının yeni ve daha büyük yanlışların davetiyesi nitelinde olabileceği mutlaka hatırlanmalıdır.
Bu bağlamda görebildiğim kadarı ile AKP taşra teşkilatlarının da bir birlerinden bağımsız artık kendi başlarına iyi organizasyonlara yelken açıklarını söyleyebiliriz.
Şu son gezi vesilesi ile bir gözlemimde AKP taşra teşkilatlarının oluşturdukları kadroları ile genel merkezi destekleyici veya yerelde oluşan muhalefete karşı her an hazır olarak olası tartışmalarda hemen ve de hızlı bir şekilde yer almaya çalıştıkları fotoğraflarda var ortada.
Örneğin, bu gün başta Bandırma olmak üzere önceki yıllarda çok da rastlamadığımız bir şekilde tartışmalara katılan bir ilçe teşkilatını görüyoruz. Baktığımız zaman Erdek`te de benzeri çalışmalar yapılıyor. Ha keza Gönen`de de yerel belediyeyi destekler tarzda taşra siyasetinin bir ivme kazandığına tanık olmaktayız.
Tamamda, işin bu yönüyle ivme kazandığını söylüyoruz ama yanlış veya hatalı politika üreten taşra teşkilatlarının her zaman olabileceği de mümkün. Yani seçimlerde öne çıkmanın faydaları kadar zararları da olabileceğini söylemeye çalışıyorum. İşte bu da yerel de veya genelde ciddi oy kayıplarına sebep olabilir ki eğer olursa kimse şaşırmamalı derim.
Sonuç olarak her ne kadar siyasette tek adamlığın gerçek bir faktör olduğu toplumumuzda kabul gören bir anlayış gibi sunulmuş olsa da ben şahsen siyasetin aslında ciddi bir takım oyunu olduğu gerçeğine inananlardanım.
