İslam toplumunun oluşumunda şehirlerde mahalle hayatının, külliyelerin çevresindeki mimari yapıda yoğunlaştığı bilindiğine göre, mevcut haliyle Aksaray’ın’ Külliye yapılması nasıl mümkün olacaktır?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir gündem daha yarattı, “Aksaray’ı Külliye yapacağım…”
Önceleri Başbakanlık konutu olarak tasarlanan, ancak Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ‘Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ olarak kullanılmaya başlanan, maliyeti ile birlikte inşaatının kaçak olup olmadığı tartışılan ‘Aksaray’ gerçekten de ‘Külliye’ olabilir mi?
* * *
Külliye, cami ile birlikte medrese, ibadet, imaret, türbe, kütüphane, hamam, aşevi, (da-rüşşifa) kervansaray, çarşı, okul, hastane, tekke, zaviye binalarından oluşan yapılar topluluğundan meydana geliyor…
İslam toplumunun oluşumunda şehirlerde mahalle hayatının, külliyelerin çevresindeki mimari yapıda yoğunlaştığı bilindiğine göre, mevcut haliyle Aksaray’ın’ Külliye yapılması nasıl mümkün olacaktır?
Külliye’lerin, İslam toplumunun vakıf hukuku sistemi ve hayrat kavramını geliştirmesiyle ortaya çıktığı bir gerçektir…
Buna rağmen ve merkezindeki yapının da cami olduğu düşünülürse, bu caminin de en az cuma namazlarındaki zorunlu toplanma yerinin yanında, bir forum ve ilim, tören ve müzakere merkezi olduğuna göre Külliyenin tanımına uygun bir cami buraya nasıl yapılacaktır, bu nasıl mümkün olacaktır?
Birilerinin çıkıp da bizlere bunu anlatmasını elbette beklemiyorum…
Aklımdan geçen tek şey var o da, 2015 seçimlerinden sonra meclis aritmetiği Anayasa’yı değiştirmek için Ak Parti’nin eline geçerse ‘Başkanlık’ sistemi ile birlikte ‘Aksaray’ın da pek ala ’Külliye’ olabileceğidir…
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık gündem oluşturmasında ya da değiştirmesinde şüphesiz Cumhurbaşkanlığı Danışmanlarının da katkısı vardır…
Zira daha önceleri 4 olan bu sayı şimdilik 13 olarak biliniyor, değişir mi onu da göreceğiz elbette…
Danışmanlık üzerine yazılmış, bir gerçeği, paylaşmak istiyorum yazımın sonunda, ister fıkra deyin, ister kıssadan-Hisse deyin yorum size ait…
TEZ DANIŞMANINIZ KİM?
Bay tilki bir gün ormanda dolaşırken bay tavşana rastlar, bay tavşan bir şeyler yazmakla meşguldür…
- Kolay gelsin, bay tavşan, ne yazıyorsunuz?
- Doktora tezimin 1. bölümünü yazıyorum...
- 1. bölümde teziniz ne?”
- Tavşanlar tilkileri nasıl parçalar?
-Yapmayın, bu hiç de doğru değil. Bu bir bilim adamına yakışmayacak ciddiyetsizlik, teziniz kökten yanlış.
- Ya, öyle mi?” der…
Bay Tavşan, “Peki, gel de deneysel kanıtı gör öyleyse.”
Bay Tavşan önde bay Tilki arkada çalılığın arkasına doğru ilerlediler. Bir süre sonra bay Tavşan yüzünde gülümsemeyle çalılıktan çıkıp gelir ve yerine oturarak yazmaya devam eder…
Bir zaman geçer, bay Kurt`un yolu bay Tavşan`ın bulunduğu yere düşer. Bay Kurt sorar:
- Kolay gelsin, bay Tavşan, ne yazıyorsunuz?
- Doktora tezimin 2. bölümünü yazıyorum...
- 2. bölümde teziniz ne?
- Tavşanlar kurtları nasıl parçalar?
- Yapmayın, bu doğru değil. Bu bir bilim adamına yakışmayacak ciddiyetsizlik. Teziniz kökten yanlış!
- Yaa der bay Tavşan, “Gel de sana deneysel kanıt göstereyim.”
Bay Tavşan önde bay Kurt arkada çalılığın arkasına doğru ilerlerler. Bir süre sonra bay Tavşan yüzünde gülümsemeyle çalılıktan çıkıp gelir ve yerine oturarak yazmaya devam eder…
*
Siz de sonucun ne olduğunu merak ettinizse, çalılığın arkasına dolanıp bakın…
Tezinizin ne olduğu hiç önemli olmadığını; önemli olanın tez danışmanınızın kim olduğudur…
Göreceğiniz manzara ise sizi şaşırtmasın; Majesteleri aslan, ormanın kralı, haşmetle oturmuş ve etrafında da parçalanmış bay Kurt ile bay Tilki…
