Hilmi ÇETİN

Tarih: 31.08.2018 20:44

ALLAH KATINDA DİN İSLÂMDIR?

Facebook Twitter Linked-in

Yüce Allah insanı bu dünyada başıboş bırakmamış ilk insandan itibaren peygamberler ve kitaplar göndererek hak yolu göstermiştir.
Gönderilen kitapların ve peygamberlerin özü bir olsa da zaman ve zemine göre hükümlerde değişiklikler olmuştur. Biz Müslümanlar olarak Allah tarafından gönderilen her peygambere, onların getirdikleri mesajların(vahiylerin) bozulmamış hallerine inanmaktayız. Bu, imanın da şartıdır.
Önceki peygamberleri ve dinleri yüce Rabbimiz belli bir zaman aralığı ve coğrafyaya göndermişken; İslâm´ı, peygamberimizi evrensel olarak göndermiştir. Yani, peygamberimiz bütün âlemlere, İslâm da kıyamete kadar bütün insanlığa gönderilmiştir.
Son peygamberin Hz. Muhammed(sav) olacağını Hz. İsa Hıristiyanlara haber vermişti. Ancak Hıristiyanlar bu haberi görmezden gelerek peygamberimizin peygamberliğini inkâr etmeye devam etmekteler.
Yine, Yahudiler de bir peygamber geleceğini biliyorlardı. Hatta o peygamberin kendi içlerinden çıkıp Medine´de güçlenerek, Medinelilere üstün geleceklerine inanıyorlardı. Peygamber kendi içlerinden seçilmediği için haset duygusuna yenik düştüler. Onlar da peygamberimizi inkâr yolunu seçtiler. Hâsılı son hak peygamber Hz. Muhammed(sav)´i bile bile yalanlıyorlar, kendilerini doğru yolda zannederek ahiretlerini heba ediyorlar.
Yüce Rabbimiz İslâm´ın hak din olduğunu, ahirette İslâm´dan başka bir din ile huzuruna gelenlerden asla o dinin kabul edilmeyeceğini Kur´an-ı Kerim´de açıkça beyan ediyor.
Kelime-i şehadet ve kelime-i tevhid´de hem Allah´a inancımızı dile getirir, hem de peygamber olarak Hz. Muhammed´i tasdik ve kabul ettiğimizi ikrar ederiz. Peygamberimizin peygamberliğini kabul etmeden, sadece Allah´a inanmakla hak yolda olunmaz. Sırf Allah inancının insanı ahirette kurtaracağını zannetmek beyhûde bir hayaldir.
Peygamberler Allah´ın yeryüzündeki elçileridir. Gönderilen din ve kitapların uygulayıcılarıdır. İnsanlar arasından bir elçi örnek olarak seçilmemiş olsaydı insanlar, dinin hayata nasıl tatbik edileceğini bilemezlerdi. Veya herkes kitaptan ve dinden anladığını milyonlarca farklı şekilde yaşardı. Bu da büyük bir karışıklık ve kaos anlamına gelmektedir.
Son dönemde şöyle cümleleri çokça duyuyorsunuz: ?Her yol Allah´a varır. İnanç-ibadet değil, kalp temizliği önemli. Dinler arasında fark yok. Hıristiyanlık ve Yahudilik de birer dindir, onlar da güzel amellerinin karşılığını alırlar. İnsanları şu dinden bu dinden diye bölmeyelim, herkesin tuttuğu yol farklı olabilir, önemli olan iyi insan olmaktır.´
Bu cümleleri zikredenler ne dediğini bilmiyor. Ya cahil ya da bilinçli bir şekilde sapkın bir fikrin propagandasını yapıyor demektir.
Kıymetli okurlar,
Hristiyanlık ve Yahudilik hükmü kaldırılmış dinlerdir. Bir Müslüman başka bir dine hayranlık duymaz. Geçersiz, bozulmuş başka dinlerin ayin ve (güya!) ibadetlerine katılmaz, ortak olmaz. Başka dinlerin(!) hizmetine koşmaz, reklamını yapmaz.
Başka dinlere(!) mensup olanların dinlerini yaşama, anlatma hakkı vardır. Ancak Müslüman birinin insancını kaybettirecek, imanını zedeleyecek şuursuzca davranışlarda bulunması, tam anlamıyla bir trajedidir.
Allah imanımızı muhafaza etsin!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —