Fahri ŞAHİN

Tarih: 17.03.2021 14:40

AŞIRI SEVGİ YA DA AŞIRI NEFRET EŞİTTİR ÖNYARGI

Facebook Twitter Linked-in

Sevgi ve nefret aşırıya kaçtığında artık gerçekleri göremez oluruz. Tüm dış uyarıcılara algılarımızı kapatıp saplandığımız iyi ya da kötü düşüncenin içinde yuvarlanır dururuz. Zaman geçer, şartlar değişir ama biz önyargılarımızı değiştirmeyiz. Çünkü değişmesi teklif dahi edilemez. İşte bu aşırı sevginin ya da aşırı nefretin negatif sonucudur. İlerlemenin ve değişimin önündeki en büyük engel de budur. Aşırı uçlar her zaman yıkım getirmiştir. Çünkü bir ölçü ve bir denge söz konusu değildir. Onlar için ?Ya hep ya da hiçtir?. Ortası yoktur. Ara renk bilmezler. Beyaz ve siyah onlar için yeterlidir. Onlara göre zaten ya siyahsınızdır, ya da beyaz. Halbuki incelik ve mükemmellik detaylarda, ayrıntılardadır. Bu da daha derinlemesine ve kapsayıcı bir bakış açısı gerektirir. Orta yol, ortak akıl dediğimiz tam da budur. Severken ya da nefret ederken ölçüyü kaçırmamalıyız. Çünkü gün gelir aşırı sevdiğimiz insan hata yapar, gün gelir aşırı nefret ettiğimiz insan gerçekten güzel işler yapar. Evet, hiçbirimiz mükemmel değiliz ve hiçbirimiz de öyle berbat değiliz. Eğer severken ya da nefret ederken aşırılığa kaçmazsak doğruyu görme şansımız daha çok artar. Zaten amaç da doğruyu bulmak değil midir? Çocuğunu aşırı severek ve onun bütün hatalarını sırf o üzülmesin diye doğru kabul eden bir anne-baba çocuğuna en büyük kötülüğü yapıyor demektir. Yine aynı şekilde her ne kadar güzel işler başarırsa başarsın çocuğunu takdir ve teşvik etmeyen bir anne-baba da çocuğuna en büyük kötülüğü yapıyor demektir. Çünkü her ikisinde de olması gereken doğrular saptırılıyor ve yerlerine yanlış olanlar konuyor. Annenin-babanın davranışından ve dilinden iyiyi kötüyü öğrenemeyen çocuk hayatın tokadını yiye yiye öğrenmek zorunda kalır. Elbette büyük yıkımlar yaşar. Sevgimiz doğruların acısını tattıracak kadar ölçülü, nefretimiz gözlerimizi kör etmeyecek kadar dengeli olmalıdır. Nefret bir zehirdir, ölçü kaçarsa öldürür. Aşırı sevgi de vitamin zehirlenmesi gibidir, o da süründürür. O halde sevgimizde ve nefretimizde ölçüyü kaçırmamak esastır. Duygular iyidir, tabi ki onlarla karar alıp hareket etmediğimiz sürece. Örneğin çayımızı bir dostumuzla paylaşırken, güzel bir manzaraya bakarken, harika bir anı ölümsüzleştirirken duygularımızı tam kapasite kullanabiliriz. Ama karar alırken, doğruyu bulmaya çalışırken duygularımızı bir kenara bırakabiliriz. İşte o zaman doğruya doğru, eğriye de eğri diyebiliriz. Sevgimizde ve nefretimizde aşırıya gitmeyeceğimiz, doğruya doğru, eğriye eğri diyebileceğimiz o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —