,
Bugün, 11 Mayıs 2025 Pazar

ALAADDİN BABUCÇU


AYILAR VE DEVLET AKLI

Üretim için bilgi birikimi, yapım bilgisi diye de tarif edilen teknolojilerinin baş döndüren hızları,


Üretim için bilgi birikimi, yapım bilgisi diye de tarif edilen teknolojilerinin baş döndüren hızları, ekonomide yan yana yazıldığında okumaya kelime hazinemizin yetmediği sayıların büyüklüğü, yüksekten bakıldığında hastalıklı dokuları andıran, bir deprem olursa ne olur halimiz dedirten irili ufaklı çarpık çurpuk, iç içe geçmiş bina yığınlarına dönüşmüş ve yaşam alanlarının büyük bölümü ranta kurban gitmiş şehirleri ile ormanları, denizleri, toprakları çöpler ve betonlarla doldurulmuş olan ülkemizin bu hale gelişinin altında yatan nedenin denetimsizlik, cezasızlık, ve çalışmadan, sadece rahatını düşünen kitlelere oy kazanmak için saçılan rüşvetlerin, asılsız vaatlerin yanında üç çocuk, beş çocuk gibi söylemlerle köpürtülen, cehaletin ve çarpık ekonominin kıskacında büyüyen, vasıfsız, liyakatsiz, eğitimsiz, mesleksiz, kısacası niteliksiz nüfus artışının olduğu kesindir.
Nüfus matematiksel yani, üç, dört, beş, altı, yedi… şeklinde artmaz. Artışı geometrik olarak yapar; iki iken dört,, dörtken sekiz, sekizken on altı olan, yani ertesi gün iki katına çıkan bir yapıdan bahsederiz. Bunun sonucunda sağlık, eğitim, güvenlik, beslenme, barınma, haberleşme, ulaşım gibi temel hak ve gereksinimlerin bu günkü hallerine bakarak ilerideki iki katı olacak halini oturup düşündüğümüzde, bu manzarayı pembeye boyayacak biri var mı?   Günümüzün ve geleceğin en büyük riskini oluşturan bu olumsuzluğun demokratik, sosyal ve hukuk devleti çerçevesini koruyan metotlarla yapılan bilimsel planlamalar, eğitim seferberlikleri, ve doğru istatistikler ile kontrol altına alınması en öncelikli devlet aklı olmalıdır.
Erdek’ de, iki ay kadar önce, böylesi bir devlet aklıyla çözülmesi gerekecek nur topu gibi bir problem doğdu. İlk bildirim tek olduğu şeklindeyken, ardından gelen ihbarlar birden fazla göründükleri yönündeydi. Erdek’in kırsalında görülen ayılar haklı olarak toplumun her kesiminde şaşkınlıkla birlikte güvenlik kaygısı da yaratmış durumdadır. Bırakın günlük bir sebep için kırsalda bulunan sıradan bir kişiyi, güçlü kuvvetli, hatta silahlı biri için bile ölümcül olma vasfını koruyan bu yaratıklar devlet aklınca çevre için bir zenginlik mi, yoksa tehlike mi sayılacaklar? Yüzlerce yıldır bu coğrafyanın kültüründe tarımında, av hikayelerinde, ekonomisinde, sembollerinde ayıların varlığı görülmezken, sadece iki bin üç yüz yıl kadar önce tarihi Kizikos kentinin sırtını yasladığı yüksek tepenin isminin Arkton Oros (Ayı Dağı) olarak kullanıldığını görürüz. İnsan nüfusunun çok daha az olduğu, bitki örtüsünün daha bol  bulunduğu, ve geceleri en fazla mehtapla aydınlanan Kapıdağı’na önceki yüz yıllarda rotalarını çevirmeyen bu yaratıkların yolu ne oldu da buralara düştü? 
Ayılar on numara beş yıldız çalışan Erdek’in eko turizminin cazibesine kapılarak mı geldiler! Ayıların ürkütücülüğü ve cüsseleri ormanı sadece ceviz ağacı olarak düşünen zihniyetin ormanda açtığı tarım alanları, ormanın göbeğinde rüzgar enerjisi santrallerinin varlık bölgeleri, Kapıdağı’nın ormanlarla kaplı yüksek tepelerine dikilerek, binlerce ağacın kesilmesini sağlayan ve yangın riskini birken yüze çıkaran, bir o kadar da görüntüyü tabilikten yapaylığa çeviren yüksek gerilim hatları, atık ev eşyaları, koltuklar, halılar, yataklar, poşetler ve çuval çuval inşaat molozları ile dolmuş, akmakta bile zorlanan dereleri ve aynı kirlilikte yolları, patikaları, çocukluğumdan buyana akan çeşmelerin çıkar sahiplerince köreltildiği, kurutulduğu kırsal manzaranın vahimliğini örtmeye yeteceği kanaatinde de değilim.  Daha önce yaşadıkları yakın çevrede ve yakın zamanda hayvanların buraya göç etmesi için açlık, kuraklık, yangınlar gibi zorlayıcı sebepler de ortada görünmezken, ayıların bu coğrafyada belirmesinin kesin ve tek faili olarak insan belirmektedir. Zayıf bir ihtimal olarak çeşitliliği arttırmak amaçlı hayal perest biri veya birileri söz konusu iken, güçlü olan olasılık, hemen ayı varlığını anlatan tabelaları bastırarak halkın can güvenliği ve maddi zararları hiçe sayılarak, pek de doğal gözükmeyen ayı yerleşimini makul ve olağan hale getirmeye çalışan devlet iradesi ve kabulü ortaya çıkmaktadır. Ayılar buraya kendiliklerinden bir şekilde gelmiş olsalar bile, üç günde canlı yakalanarak, bölge dışına çıkarılabilecek bu hayvanlar için an itibarıyla bir girişimin olmayışıdır.
Şayet can güvenliği için endişe duyan halka sormadan, bilimin ve tabiatın özgün kurallarının dikkate alınmadığı bir proje uygulanmaktaysa veya kendinden de olmuş olsa, sonucunda doğacak mal ve can kayıplarından sorumlu olacakları değiştirmez. 
Hem bölge halkının, hem de ayıların yaşam hakkını koruyacak önlemlerin yukarıdaki paragraflarda bir çuval lafla anlatmaya çalıştığım devlet aklı ile alınmasını, ve yeni yaşam döngülerini oluşturma görevinin insana değil, tabiata ait olduğunun anlaşılmasını ümit ve arz ediyorum.
Akıl ve bilimle esen kalın. 

  • BIST 100

    9390,51%1,20
  • DOLAR

    38,74% 0,39
  • EURO

    43,40% 0,27
  • GRAM ALTIN

    4146,90% 1,06
  • Ç. ALTIN

    6711,63% -0,27
  • Pazar 17.3 ° / 6.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 20.2 ° / 7 ° Güneşli
  • Salı 18.8 ° / 6.7 ° false

Balıkesir

11.05.2025

  • İMSAK 04:11
  • GÜNEŞ 05:51
  • ÖĞLE 13:10
  • İKİNDİ 17:02
  • AKŞAM 20:19
  • YATSI 21:52