Sorunlarımızın fazlalığından mı yoksa iş olsun diye mi bilemem ama son yıllarda hemen hemen her konuda inanılmaz bir tartışma isteği var içimizde. Tamam, spor konusundaki tartışmaları anlıyorum ama şu siyaset, sosyal ve de kültürel konularda inatlaşma derecesinde tartışmak meselesi işte bu benim mantığımı almıyor.
Elbette konuşmak, tartışmak gerekli bunu hep söylüyoruz ama biraz da alt yapısını oluşturarak bu tartışmalar yapılmalı. Okuyarak, araştırarak ve de öğrenerek yapılmalı ki tartışmalarımızın faydasını görelim biraz.
Daha dün yolda karşılaştığım akademisyen bir arkadaşım bir hayli sitemli olarak bana; tamam, önerilerinizi okuyorum ama düşüncelerimizi anlatırken çok zorlandığımızı ve hatta bu durum gün geçtikçe daha da olumsuza gittiğini söyleyebilirim diyordu. Hele hele mesleğini eline aldıktan sonra kitapları kapatıp kendisini güncel olaylara kaptırıp yeni gelişmelerden habersiz o kadar arkadaşımız var ki insan ne olacak geleceğimiz diyemeden duramıyor doğrusu.
Bakınız daha düne kadar hem görsel hem de yazılı basınımızda sağlığımızı direk ilgilendiren kollestrol konusunda çok önemli tartışmalar vardı biliyorsunuz. Ben bir kere dinledim, bir daha bu konulara hiç bakmadım açıkçası. Mesleklerinin en tepe noktalarına gelmiş, en iyi yerlerde topluma hizmet etmeyi düşünen bilim adımlarımızdan ben böylesi tartışma yapmalarını çok yadırgadım açıkçası. Gecenin ilerleyen saatlerinde ekranda bir birlerinin fikirlerine hiç de saygı duymayacak şekilde adeta kavga eder gibi bir tartışmanın olmasını hiç ama hiçbir şekilde kabullenemedim.
Peki, söylermisiniz bana, çocuklarımız ve gençlerimiz için iyi örnekleri kimler ve ne yolla verecekler acaba?
Acaba diyorum, tamam hocam sizi anlıyorum, bende bu noktada size katılıyorum ama gibi veya benimde önerilerim şöyle gibi, bilmem hani bizim gibi karşıdan bakınca hiç ortak noktaları yokmuş gibi bir bileri üzerine sanki galibiyet ararmışlar tarzında şark tipi bir tartışma şekillerine artık son vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Gerçekten bu gün gerek televizyon gerekse gazetelerde çıkan haberlere baktığımızda ülke olarak çok yoğun bir gündemimiz var. Ve gerçekten bir vatandaş olarak bu kadar yoğun bir gündemin takip edilebilmesi de çok zor. Her gün evine bir ekmek götürmek derdinde olan vatandaşlarımızın bu kadar yoğun sorunlar karşısında kendisini bilgilendirecek kitap, gazete gibi yayınları alıp takip edebilmesi de güç.
Geçenlerde elimdeki kitaplardan birisini çok sevdiğim bir kardeşime vermiştim. Yaklaşık bir hafta sonra yolumu çevirerek kitabımı iade ederken bir sözü de aklıma takılmıştı arkadaşımın. `Kitabı okuyunca kafam karıştı Erhan bey, bildiğimi zannettiğim ama bilmediğimi daha yeni anladığım konularda çokmuş` sözü aslında beni hiç şaşırtmamıştı. Neden şaşırtmamıştı çünkü okuduklarımız veya bildiklerimizden biraz faklısını önümüzde gördüğümüzde şaşırmak gibi bir kavramın içine düşmek sanırım çok doğal bence.
Ve bu anlamda ben değişik kitapların okumanın yararlarına inanan birisi olarak ister tarih isterse sosyal olsun okuyabildiğimiz oranda okuduklarımızı çeşitlendirmekle gerçekleri yakalamadaki şansımızı arttırılabileceğimizi düşünüyorum.
Yine geçenlerde elindeki kağıtı bana uzatarak, Erdek ve çevresinde bulunan Kzikos`a ait tarihi kalıntılar için Zeytinli Adasında bir müze yapılması düşüncesiyle benden yardım istiyordu bir arkadaşım.
Önce küçük bir yanlışlığı düzeltelim diyerek elindeki kağıda bakarak Kyzikos adresinin Düzler ile ilgili olduğunu, Zeytinli Adasının ise Roma, Bizans ve Osmanlı ile ilgili olarak daha yakın bir dönemi kapsayan dini bir yapılaşma içerdiğini söyleyerek aralarında bir benzerlik bulunmadığını söylemeye çalışmıştım. Ve bu bağlamda kendisine yöremizde bulunan bu tarihi yerlerle ilgili olarak bir kitap veya bir arkeologla hiç tanışıp tanışmadığını sormuştum arkadaşıma.
Her zaman olduğu gibi cevap `öyle diyorlardan`öteye geçemiyor maalesef.
Gerçekten bu gün gelişen dünyamız da hemen hemen her konu kendine özel ve de ayrı ayrı araştırmaya, okumaya değer bir yapı arz ediyor. Örneğin enerji dediğimiz zaman içersinde bir çok değişkeni var. Sağlık da öyle değil mi? Ya eğitim ve hatta dış politika denildiğinde neleri konuşmamız gerekecek acaba? Dahası da var örneğin çevre sorunları, yüzlerce değişik konu barındırıyor içinde.
Sonuç olarak okumadan daha doğrusu hem bilgi sahibi olmadan ve hem de fikirlere saygı duymadan yapılan tartışma alışkanlıklarımızın başta zaman olmak üzere bizlere çok şeyler kaybettirdiği ortadadır. Bu yüzden eğer ihtiyaç varsa önce okumak, öğrenmek sonrasında da bildiğimiz konularda tartışmak bence esas yol olmalı.
