Bugün, 16 Haziran 2024 Pazar

SELMA UKŞUL


BALİNA MI? DENİZKIZI MI?

Yaz başlarken herkesi bir zayıflama telaşı alır. Sahil bantları, parklar, spor salonları eşofmanlı insanlarla dolup taşar.


Yaz başlarken herkesi bir zayıflama telaşı alır. Sahil bantları, parklar, spor salonları eşofmanlı insanlarla dolup taşar. Yaşadığım yerde de belli ki aynı telaş sarmış insanları. Sabahları özellikle de orta yaş grubu insanların azimle yürüyüşlerini izliyorum. Çoğunu tanıyor sayılırım. Yıllardan beri yürümelerine rağmen kilolarında gözle görülür bir değişiklik yok. Nasıl oluyor bu iş anlamıyorum aslında. Bir de diyet meselesi var tabii ki. Kışın en ulaşılmaz yerlere saklanılan diyet listeleri, sihirli bir değnekmiş gibi bahar aylarında ortaya çıkar. Gazetelerden, dergilerden veya internetten alınan bu listeler özenle tek tek okunup " acaba hangisi en kısa zaman da en çok kiloyu verdirir"  diye incelenir ve karar verilir.
 İştahlı biri için kilo vermek çok kolay bir iş değildir. Hatta çok zordur. Güzel bir restorana gitmişsinizdir, her şey çok lezzetli ve güzel görünür gözünüze. Bir de karnınız açsa zaten o yemeklerin hiç şansı yoktur. Hepsinden yemek istersiniz ama yanınızda yemek yemeği sevmeyen çok zayıf birinin o yemekleri, görmezden gelmesi ve üstelik önündeki o güzelim yemeği mundar edercesine çatal ve bıçağı ile orasını burasını çekiştirerek üç lokmada " ben tıka basa doydum" demesi insanın sinirlerini hoplatır. Hâlbuki yemeğe yeni oturmuşunuzdur. Daha tadılacak onca güzel yemekler varken onun öyle söylemesi üzerine irkilip kendi yemeğinize bakar ve yemeği düşündüğünüz salatayı, tatlıyı vs. hayal eder "Allah Allah bende mi bir sorun var. Daha yeni başlamıştık oysaki. O nasıl doydu!" dersiniz. Kendinize kızarsınız bu kadar iştahsız birinin yanında, iştahınızdan ve her şeyi tatmak isteğinizden utanırsınız. O anda bütün iştahınızın kaybolmasını dilersiniz. Ama nafile o sanki daha da kamçılanır. Sepetten her yeni bir dilim aldığınızda yanınızdakine bakarsınız, size bakıyor mu diye. Biraz mahcup olsanız da yemeğe devam edersiniz.  Ya da, pikniğe veya denize gideceksinizdir sandviç hazırlarsınız yemek saati geldiğinde arkadaşınızın sandviçinin yanın da sizin sandviçin hatırı sayılır büyüklükte olduğunu görünce  "ben zaten bunun hepsini yiyemem istersen paylaşalım" dediğiniz olmuştur. Laf aramızda bunları bizzat yaşadığım için o mahcubiyet durumlarını çok iyi bilirim.
 Geçen gün çok güzel ve bir o kadar da komik olan bir mail okudum. Tam da bu konu ile ilgiliydi. Sizin de beğeneceğinizi düşünerek paylaşıyorum.
Avustralya’da, bir spor salonunun camında bir reklam; zayıf ve bronz tenli bir kadın, hemen yanında şu yazıyor:
“Bu yaz, denizkızı mı olmak istersiniz, yoksa bir balina mı?”
Afişteki mankenin fiziksel özelliklerinden çok uzak olan orta yaşlı bir kadın, spor salonunun reklamına cevap veriyor:

İlgilenenlere duyurulur,
Balinaları arkadaşları asla yalnız bırakmazlar, yunuslar, denizaslanları, meraklı insanlar...
Aktif bir cinsel yaşamları vardır, hamile kalır, sevimli bebek balinalar doğururlar.
Denizde yüzer, oynarlar. Polinezya adalarının mercan kayalıkları gibi muhteşem yerleri görme şansına sahiptirler.
Balinalar harika şarkı söylerler, CD’leri bile vardır.
Bazı insanlar dışında, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlık yoktur. Dünyada herkesin sevdiği, koruduğu ve hayran kaldığı şahane hayvanlardır.
Denizkızı?
Öncelikle, denizkızı diye bir şey yoktur.
Var olsalardı da kimlik karmaşası sebebiyle psikolog kapılarında sıra oluştururlardı. Balık mısın? İnsan mı?
Cinsel hayatları yoktur. Yanlarına yaklaşan erkekleri öldürüyorlar, nasıl olabilir ki? Hem, iyice bir bakın, gerekli donanım nerede?
E, sonuç olarak çocukları da olmaz.
Zaten balık kokan bir kadını kim ister ki?
Sonuç?
Ben balina olmayı tercih ederim.

Medya sadece zayıf insanların güzel olduğunu savunuyor ama ben çocuklarımla dondurma yemeyi, beni heyecanlandıran adamla güzel bir akşam yemeğinde sohbet etmeyi, arkadaşlarımla çikolata paylaşmayı çok seviyorum.
Zamanla kilo alıyoruz; çünkü kafamıza o kadar çok bilgi yüklüyoruz ki yer kalmıyor ve bedenimizin diğer bölümlerine yerleşmeye başlıyor. Yani, biz kilolu değiliz, inanılmaz kültürlü, eğitimli ve mutluyuz.
Bugünden itibaren, aynaya bakıp da kalçamı gördüğümde, şunu düşüneceğim:
“Allah’ım ne kadar da akıllıyım!”

Fsn taskin
12.06.2024 16:27:12
Değişik bir bakış açısı sürükleyici bir yazı olmuş takipteyim elinize düşüncelerinize saglik saygılarımla

  • BIST 100

    10471,32%0,76
  • DOLAR

    32,75% 1,53
  • EURO

    35,02% 0,53
  • GRAM ALTIN

    2458,98% 2,86
  • Ç. ALTIN

    3891,52% 0,75
  • Pazar 30.9 ° / 13.8 ° Güneşli
  • Pazartesi 33.2 ° / 14.1 ° Güneşli
  • Salı 34.5 ° / 14.1 ° Güneşli

Balıkesir

16.06.2024

  • İMSAK 03:24
  • GÜNEŞ 05:24
  • ÖĞLE 13:10
  • İKİNDİ 17:10
  • AKŞAM 20:45
  • YATSI 22:36