Bandırma Kent Konseyi Dr. Murat Ergöz başkanlığında yeni çalışma sezonuna etkili çalışmalarla girmesi ilgi ve dikkatle izleniyor. Bilindiği gibi yasaya göre Kent Konseyi başkanı sivil toplum örgütleri temsilcilerinin oylarıyla seçiliyor.
Bandırma´yı ilgilendiren konuların tartışıldığı ve tavsiye niteliğindeki alınan kararların ilgili yerlere iletilerek gereğinin yapılmasına güzel bir örnek, geçen hafta Barış Manço Kültür Merkezi´nde düzenlenen Kenet Konseyi genel kurulunda görüldü.
Sivil toplum temsilcilerinin katıldığı genel kurulda önemli gündem maddelerinden dikkat çeken bir konu; eski belediye binasında yani Kapalı Çarşı ile Barış Manço Kültür Merkezi´ndeki tuvaletlerin, engellilerin kullanılmasına uygun hale getirilmesi ve yeniden düzenlenmesi ile genelevin şehir dışına çıkarılmasıydı. Diğer bir önemli konu da; Livatya Bölgesi´ndeki arıtma tesisinin başka bir alana yapılmasıydı.
Tuvaletlerin yeniden düzenlenmesi konusu Bandırma´nın gündemine ilk defa Kent Konseyi Genel Kurulu´nda geldi. Ve çok da isabetli oldu. Sadece o iki yer değil Saatçiler Caddesi´ndeki şehir tuvaleti de yeniden düzenlenmeli ve birlikte ele alınmalı.
Yaklaşık 40 yıldan beri eski Erdek yolu üzerinde Çalışkanlar, Yenimahalle ve Ayyıldız mahallerine sınır bulunan genelevin çok yakınında da bir okulun olması her zaman gündeme gelmesine neden oluyordu. Konu her dönem, her belediyenin gündemine gelmiş ancak bugüne kadar genelevin bir başka yere, mesela kent dışına taşınması konusunda bir arpa boyu bir ilerleme yapılamamıştı.
Kent Konseyi bu konuyu da gündeme getirdi ve genelevin kent dışına taşınması oy birliğiyle kabul edildi. Diğer bir önemli konu da biyolojik arıtma tesisi, Livatya Bölgesi´ne mi yapılsın yoksa başka bir yere mi yapılsın?
AB´den hibe kredi alınmış, eğer başka yer seçimi olursa bu proje tamamen ortadan kalkar, ama buraya yapılırsa özellikle koku bakımından büyük bir çevre kirliliğine sebep olursa?
Bandırma Belediye Başkan Vekili Şehir Plancısı Yalçın Cömert, projenin kazandırılması halinde Bandırma´nın kanalizasyonu biyolojik arıtma sistemiyle denize verileceği için denizi kirletmemiş olacağını hatta eskiden olduğu gibi denize bile girebileceğimizi söyleyince, gözümün önüne Marmara Denizi geldi. Ah keşke öyle olsa Cömert kardeşim. Marmara Denizi´ni sadece Bandırma kirletmiyor ki.
İstanbul, Haliç´in fosseptiğini boşalttı hepsi Marmara Denizi´ne verildi, nerdeyse tüm Marmara Denizi´ne kıyısı olan şehirlerin hepsinin atığı arıtılmadan Marmara Denizi´ne veriliyor. Marmara Denizi fosseptik denizine dönüşmüş durumda. Hemen karşımızdaki Karşıyaka daha önce beldeydi tüm atığını doğru denize ve sonunda?
Sonunda rüzgâr ve akıntı nedeniyle hepsi Bandırma Körfezi´nde, Karadeniz´den boğazdan gelen kirlilik önce Marmara Denizi´nde, dolayısıyla Bandırma Körfezi´ne?
Bu takdirde denize nerede gireceğiz? Sadece kirletici Bandırma olsa neyse Marmara Denizi pırıl pırıl olur ama gerçekten biyolojik arıtma da yapılsa denizimiz kirlenmeye devam edecek.
Toplantıda duyduğum en güzel söz ise; balıkhane önünde denize yıllardan beri akan lağım suyunun önü kesilerek Livatya´daki arıtmaya verileceğiydi. Sonunda yapılan oylamada biyolojik arıtma tesisinin Livatya Bölgesi´ne yapılması kabul edildi.