Bandırma Müzesi´nin sadece ismi var!

?Bandırma Müzesi´nin Sırları? başlıklı köşe yazıma büyük destek geldi.
Bu yazımda ne mi demiştim.
?Bandırma Müzesi´nin müdiresi Rahime Öztürk, gazeteciye müzeye bir yıl içinde gelen ziyaretçi sayısını bile vermeye korkuyor ve konuyu genel müdürlüğüne ileterek izin istiyorsa, o yönetimin, müzeyi ileri götürmesine olanak yok. Böyle yerinde sayar, hatta geriye gider. Hâlen Bandırma´da yaşayan binlerce kişi, ne Bandırma´da müze olduğunu, ne de müzenin yerini biliyor? demiştim.
Bandırma Müzesi´nin tanıtımı hiç yapılmıyor.
Oysa müzenin tanıtımı için çok iş yapılabilir. Tabii, statükodan, korkudan uzak, atak ve inisiyatif alacak müdür olacak öncelikle müzenin başında!
O müdür, makam koltuğuna yapışıp kalmayacak. Okulları gezecek, halkın arasında dolaşacak, müzeyi anlatacak. Hatta hatta sosyal bilgiler ve tarih öğretmenleriyle çok iyi iletişim kurarak, bu derslerin bazılarının, müzede bulunan toplantı salonunda yapılmasını sağlayacak.
Bandırma Müzesi, son yıllarda sürekli müdür değiştiriyor. Kısa sürede görev yapan müdürler de, ?Ne şiş yansın, ne kebap örneği?, etliye sütlüye karışmayıp ?657 sayılı Devlet Memurları Yasası?nı mazeret gösteriyorlar. Ancak hâlen bu koltukta oturan Rahime Öztürk´ün dışında hiçbiri, müzeye gelen ziyaretçi sayısını vermeye korkarak, genel müdürlüğe sorma komikliğine düşmedi. Hepsi, ellerinden geldiğince basına yardımcı olmaya çalıştılar. Zaten doğrusu da budur. Gazeteciler, bol bol müzeyle ilgili haber ve yorum yapmalı ki, müzenin ismi daha çok duyulsun, ziyaretçi sayısı artsın. Bandırma Müzesi, ?kapalı kutu? olmaktan çıksın.
2002 yılında kurulan Bandırma Müzesi, iyi durumda değil. Çok sayıda eser, binanın fiziksel yetersizliği nedeniyle sergilenme olanağı bulamıyor ve depolarda bekletiliyor. Bu nedenle binanın yanına mutlaka yeni binalar yapılması gerekiyor. Yoksa yapıtlar, depolarda çürüyecek!
Müzenin başta müdürü olmak üzere tüm çalışanları, güler yüzle hizmet vermeli. Müze müdürü, kapısı korkularak çalınan, nasıl davranacağı belli olmayan bir kişi olmamalı. Müze müdürü, her şeyden önce heyecan duyarak Bandırma´yla kucaklaşmayı başarmalı ki, görevini layıkıyla yapsın. Mesleki heyecan duyulmayan hiçbir işte başarıya ulaşılamaz.
Sizce, Bandırma Müzesi ile ilgili çok şey mi bekliyor ve istiyorum?