BANVİT A.Ş

Beyaz et devi Banvit bilindiği gibi yine bir beyaz et devi olan Brezilya merkezli bir firmaya satıldı.
Satın alan firmanın konumuna bakacak olursak Banvit A.Ş´nin ne kadar değerli bir firma olduğu ortaya çıkar. Yoksa batık veya sıradan bir firma olsaydı bir dünya gıda devi tarafından ne diye satın alınacaktı ki?
İşte; batık diğer beyaz et sanayinin durumları ortada. Hani nerede ünlü Mudurnu Tavukçuluk, hani nerede Şeker Piliç. Keşke onlar da ayakta kalabilselerdi veya onlar da güçlü bir firma tarafından satın alınıp ayakta kalabilselerdi.
Onun için üzülmedim değil ama Banvit A.Ş´nin, batık diğer bazı beyaz et üreticileri gibi bir iflas konusu olmadan el değiştirmesi sevindiriciydi. Keşke satılmak mecburiyetinde kalınmasaydı da ülke ekonomisine dev bir sanayi kazandıran Görener Ailesi işin başında olsalardı.
Çünkü Banvit A.Ş. öyle kolay gelmemişti bugünlere. 50 yıldan beri ticaretin içinde olan bir kişi olarak diyorum ki, gerçekten çok zor bir iş kolu olan beyaz et sanayi kolunu dünya markası yaparak bugünlere getirmek gerçekten öyle kolay olmasa gerek.
Banvit´in yolculuğu nasıl başladı?
Yıl 1968. Banvit A.Ş, kolay dünya markası olmadı. Önce ABİC Ltd. Şti. adıyla kurulan yem fabrikası bugünkü BANVİT´in öncü bir şirketiydi. Bu şirkette 2 işadamı yanında Vural Beyin kardeşi rahmetli Feridun Görener´de vardı. Şirket adı sonra Bandırma Vitaminli Yem Sanayi A.Ş (BANVİT) adıyla her geçen yıl büyüyerek bugünlere geldi.
Benim hatırladığım Banvit ilk tavuk kesmeye önce Bandırma-Erdek karayolunda küçük bir tesiste başlamıştı. Sonra mütevazı Görener ailesi, BANVİT A.Ş´yi modern fabrikalarında dünya markası yapmayı başardı. Onun için başta değerli müteşebbis işadamı Vural Görener olmak üzere işin başındaki Görener Ailesi´ne ülke ekonomisine katkıda bulundukları için ne kadar teşekkür edilse azdır.
Ama işte geçen zaman içinde yaşananlar beyaz et sanayini çok zor durumda bırakmıştı. Mesela kuş gribi olayı bu sanayi oldukça etkilemişti. Sonra fabrikayı kim ziyaret etse AB ülke temsilcileri bile öve öve bitiremedikleri Banvit´den sadece içinde nefis piliç eti çeşitleri bulunan hediye paketi alıp teşekkür edip gidiyorlardı ama AB ülkelerine bir ihracat mümkün olmuyordu. Sonra Arap ülkelerindeki olumsuz gelişmeler de piliç eti ihracatını engelliyordu.
Sanayinin önemi
Malum işte piyasaya para hangi kaynaklardan gelir. Sanayi kuruluşlarındaki istihdam edilen çalışanlardan, tarımdan, emeklilerden. Tarımın konumu belli. Üretim her yıl giderek azalmakta tarım ürünlerinden elde edilen katma değer de giderek azalmaktadır. Üreticinin tarımdan elde ettiği kazanç herhalde ancak kendine yetiyordur.
Geriye ne kalıyor?
Sanayi kesiminde çalışanlarla memur ve emekliler. Ve ?bacasız fabrika? dediğimiz üniversite. Herhalde öğrenci sayısı 10 bini geçmiş olmalı. Hemen aklıma gelen; başta ETİBOR olmak üzere, BANVİT A.Ş, BAGFAŞ, BUPİLİÇ, KOCAMAN BALIKÇILIK, BANTAŞ ve PAKSAN gibi sanayi kuruluşlarımız ayakta kaldıkları sürede hem ülke kazanacak hem Bandırma ekonomisi.
Bankamatik kuyrukları
Bandırma esnafı maaş günlerinde bankamatik önlerinde uzayan kuyruklarla moral buluyor. Bu kuyruklarda bulunan emekliler, ya da çalışanlar maaşlarını çekmek için oradalar. Diğer firmalar gibi Banvit´in de maaş günlerini çalışanlar kadar esnaf da dört gözle bekler.
Onun için Banvit A.Ş´nin el değiştirmesine rağmen ayakta kalıp üretime devam etmesinin ülke ekonomisi yanında Bandırma ticaret hayatına da daha önce olduğu gibi çok olumlu katkılarının yine devam edeceğine inanıyorum.