Bandırma´nın 100 yıl öncesini gösteren tarihi fotoğrafların birinde Demirlitaş´ta bir kilisenin varlığını gösteren aynı fotoğraf karesinde bugün mahkemelik olan tescilli bina da gözüktüğüne göre bu bina en az 150 yıl kadar eski olduğunu tahmin ediyorum.
Ve bu binanın yanına bitişik bir tek yapı bile görülmüyor çünkü yok.
Yalı Sokak´ta kırmızı tuğla işçiliğinin en güzel örneği olan tescilli tarihi binanın 2 dış cephesi tamamen kırmızı tuğla ile örülmüş. Estetik ve güzel bir silueti ile yanındaki diğer tescilli binalarla gözleri okşuyor.
Kırmızı renkli ateş tuğlasının üzerindeki İtalyanca yazılar tuğlaların İtalya´dan ithal edildiğini gösteriyor. O yıllarda kiremitler de Fransa´dan geliyordu. (Marsilya kiremidi)
İşgalci Yunanlı kaçarken yanan mahallede (Hacı Yusuf) tuğla yapısı sayesinde ayakta kalmış ve o gün bugün kırmızı tuğlalı binanın yanına hiç inşaat yapılmamış.
Ama şimdi yapılıyor!
Mendirek tarafından olsun denizden olsun çekilen her fotoğrafta 150 yıldan beri görülen güzel kırmızı tuğlalı tarihi binayı bundan sonra böyle göremeyeceğiz.
Çünkü hemen yanına bitişik olarak yapılmaya başlanan bir inşaat nedeniyle tarihi binanın % 100 olan siluetinin % 50´si kapandı. Yani 2 estetik cephesinden bir cephesi bitişiğine beton bir inşaat yapılması nedeniyle kapandı.
İnşaat sahibi Emel Kurt´un şu an yapılmakta olan her türlü onaylı ve ruhsatlı inşaatımın siluete, eski esere ve hiç kimseye zarar vermeden inşa ediliyor iddiasının aksine siluetin yüzde ellisinin zarar gördüğü ortada, hem de Anıtlar Kurulu ve belediye sayesinde?
Bu tarihi yapının geçmişini çok iyi biliyorum. Yıllarca sahipsiz kalan binanın yanından geçerken içinin çöplük haline geldiğini ve tinercilerin meskeni olduğunu, binanın giderek talan edildiğini çok iyi biliyorum. Bu yeri satın alan Turgut Cepoğlu´nun binayı yeniden nasıl ayağa kaldırmak için gösterdiği mücadeleyi de?
Bir vatandaş giderek talan edilen tarihi bir binayı dünyanın parasını harcayıp ayağa kaldırıyor, Koruma Kurulu olsun veya belediye buna duyarsız kalıyor.
İnşaatın kısa hikayesi
İnşaat sahibi inşaat mühendisi Emel Kurt´un verdiği bilgiye göre; o güne kadar yeşil alan görülmeyen arsasına inşaat yapmak için 2001 yılında bir proje yapılmış, belediye de o projeye göre ruhsat vermiş ve Anıtlar Kurulu da onaylamış.
O projede imzası olanlar şunlar: Mimar Şerafettin Engüdar, İnşaat Mühendisi Emel Kurt (İnşaatın sahibi), Makine Mühendisi Ali Uyar ve Elektrik Mühendisi Ahmet Çömez.
İnşaatın başladığı sırada kamuoyu tepkisini dikkate alan belediye bu yeri imar planı değişikliğiyle ?YEŞİL ALAN? yapınca inşaat yapılması da durmuştu?(tahmini 2002) Belediyenin bu kararı olumlu karşılanmıştı.( O yıl bizim özellikle Gürses gazetesinde de haber olmuştu).
Hukuk savaşını sürdüren inşaat sahibi Emel Kurt, tahminen 12 veya 13 sene YEŞİL ALAN olarak kalan yere yaptığı itiraz sonucu Danıştay 6. Dairesi 2012 yılında, yani 4 yıl önce yeşil alanın iptaline karar vermiş.
(Danıştay´ın hangi gerekçelerle yeşil alan için iptal kararı verdiğini bilmiyoruz. Belediyenin mahkemeye nasıl bir görüş verdiğini de?)
Süreç bununla da kalmamış, Danıştay kararı üzerine belediye bu arsaya yeniden imar planı yaptırıp bunu tekrar anıtlar kuruluna onaylatmış ve projeleri de tekrar anıtlar kurulunun onayına sunmuş, 27 Nisan 2015 tarihinde onaylanmış.
Bandırma Belediyesi de bu kararlar üzerine 31 Aralık 2015 tarihinde yani geçen yıl yeniden ruhsat vermiş. Belediye´nin yeşil alan olan yeri yeşil alandan çıkaran Danıştay kararına neden itiraz etmediğini bilmiyoruz. Acaba belediye bu tarihi bina yanına hem de bitişik nizamda bir inşaatın yapılmasına razı mı gelmişti?
Şimdi işin en önemli noktasına geliyoruz.
Bu aşamadan sonra Belediye çok hızlı çalışıyor. Danıştay kararı üzerine belediye işbu arsaya yeniden imar planı yaptırıp bunu tekrar anıtlar kuruluna onaylatıyor, ardından projeleri de tekrar anıtlar kurulunun onayına sunarak 27 Nisan 2015 tarihinde onay alıyor. Belediye´de bu kararlar üzerine tam geçen yılın sonunda, yani 31-12-2015 tarihinde ruhsat veriyor.
Evet inşaat sahibi Emel Kurt´un dediği gibi bütün işleyiş süreci yasalara uygun olup hiçbir yasadışı durum söz konusu değildir.
Şimdi bir de madalyanın öbür tarafına bakalım.
1-Yeşil alan olan arsanın yeşil alandan çıkarılması öyle kolay olmaz. Mahkeme mutlaka bilirkişi raporlarını dikkate almıştır. Bilirkişi veya bilirkişiler mahkemeye hangi gerekçelerle yeşil alandan çıkarılması konusunda rapor sunmuşlardır? Belediye ne görüş vermiştir?
2- Tarihi tescilli yapıların değil çivi çakmak, siluetinin bile bozulmasına neden olacak yapılara kesin izin vermediğini cümle alemin bildiği Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü´nün bu güzelim tarihi binanın siluetinin içine edildiği gün gibi ortada iken bu projeye NASIL ONAY VERMİŞTİR?
3-Cumhuriyet Meydanı´ndaki tescilli olan çınar ağaçlarıyla Atatürk anıtı içindeki 3 palmiye ağacının bile bir dalının kesilmesi veya budanması yasaklanarak korunurken, ayni kurulun koruması altında olan tarihi bina nasıl oluyor da korunmuyor?
4-Belediye tescilli tarihi binaya bitişik nizamda yani tarihi siluetini yok eden yan cephesine yapışık nizamda bir projeye nasıl izin veriyor; bana göre, böylesine zevksiz bir projenin tarihi binanın siluetinin bozulmasına nasıl razı oluyor?
Anıtlar kurulu ile belediyeyi mahkemeye veren tarihi binanın sahibi Turgut Cepoğlu ?BU NASIL KORUMA ?? diye sorunca hadi gel de sorma şimdi?
Ey Koruma Kurulu, hey belediye bu nasıl koruma? Bu nasıl tarihi mirasa sahip çıkmak?
Bandırma´nın mimari kültürünü yansıtan günümüzde kaç yapı kaldı ki?