Maalesef Soma'da yaşanan facia sadece ülkemizde değil bu gün dünyanın hemen hemen her noktasında büyük yankılar uyandıran bir olay oldu.. Öncelikle bu tarihi faciada hayatını kaybedenlerimize Allah'tan rahmet, kederli aileleri ve yakınlarına baş sağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Hangi pencereden bakarsak bakalım bu kadar ağır kayıpların olduğu bir olayda bir yerlerde eksik işlerin yapıldığı ortada gözüküyor. Sanıyorum gerek teknolojik gerekse sahip olduğumuz eğitim ve araştırma standartlarımızla bu işin nedenlerini ortaya koyabileceğimizi düşünüyorum. Ama bu gün, bu mesele üzerinde tartışırken konunun öncelikle siyaseten değil toplumsal ve teknik açılardan tartışılarak varsa eksikliklerin ortaya konulması ve ardından da bu tarihi faciadan gerekli derslerin çıkartılarak bir daha böylesi olayların tekrarı önüne geçilebilmesi önemli. Ve bunları yaparken de nelerin, nasıl yapılacağı hususunun açıklıkla kamuoyu önüne konulması gerekiyor.
Baktığımız zaman elbette madencilik zor bir iş kolu, bunu biliyoruz ama bu gün dünyanın hemen hemen bir çok yerinde de çok çok az hatalarla yapılan bir işkolu bu tarz yer altı madenciliği. Dolayısıyla sağlıklı bir iş kolu için getirilen kurallara uyumun yanı sıra maden ocaklarında kullanılan teknolojik alt yapının da uluslararası standartları kapsaması gerekiyor.
Ama nasıl bir kural olursa olsun kurallara uyum konusunda epey sıkıntılarımızın olduğu da bir başka gerçek bizim ülkemizde. Örneğin sayıları az da olsa hala kırmızı ışıkta geçen sürücülerimiz var. Bakınız hala emniyet kemerini bana bir şey olmaz diyerek takmamakta ısrar eden vatandaşlarımızı görüyoruz. Ve Soma faciası ile ilgili olarak Tv'de yapılan tartışmalardan birinde ocaklarda sigara içen madenciler olduğunu söyleyen yöneticilerimizi de dinledik. Hele hele yollarda yapılan denetlemeleri karşıdan gelenlere selektörler yaparak haber vermeye çalışan sürücüleri gördükçe denetlemeler konusundaki hassasiyetlerimizin mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Özellikle kömür madeni gibi hayati konuların çok değer kazandığı iş kolundaki denetlemelerin çok daha gerçekçi olması gerektiğini düşünüyorum. Yani çat kapı gelinen bir ocakta ani yapılan kontrollar da ortaya çıkan aksaklıkların ben çok daha önemli ve çok daha yapıcı olduğuna inananlardanım. Demem o ki sadece madenlerimizde değil hemen hemen insanın görev aldığı tüm iş kollarında programlı denetlemeler dediğimiz yani bir diğer anlamda hazırlanın, bakın biz geliyoruz tarzındaki şark tipi denetlemelerden daha çok hazırlıksız dediğimiz olağan bir çalışma günündeki denetlemelere yönelmemizin çok daha emniyetli olabileceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak Soma hadisesi geleceğimizi ilgilendiren önemli bir hadise olması nedeniyle her yönüyle açıklanmaya muhtaç bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Yukarıda değindiğimi gibi konuya siyaseten değil ki eğer sorun varsa örneğin Çalışma Bakanlığı gibi elbette sorumluların mutlak görevlerinden ayrılmaları gerektiğini de söylememiz gerekiyor. Ama söylemeye çalıştığım gibi acının siyaseti olamaz, olmamalı da. Dolayısıyla teknik adamlarımızla, eğitimcilerimizle, sivil toplum örgütlerimizce ortaya konulacak açıklamaların değerlendirmesiyle ülke olarak yeni bir yol haritası üzerinde çalışabileceğimizi düşünüyorum. Türkiye olarak da böyle bir çalışmayı yapabilecek hem teknik yapımımızın hem de ekonomik seviyenizin olduğuna inanıyorum.