Denizi çok sevenler,
Denizce öğrenmelidir!
Denizlerin gizemi,
insana denizceyi öğretir
Sorulsa şu kumsala
Yaşı kaç milyon yıldır,
ona akran mıdırlar
kayalarla dalgalar
ve balıklar neden
göz kırpmadan bakarlar?
Deniz azgın dalgalıysa,
kayalıklarda yüzülmez;
çarpar insanı kayalar,
öfkeli denize güvenilmez
Yosunlar,
deniz dibi bahçelerinin
yeşil çiçekleridirler;
güzelliklerine akıl-sır ermez.
Deniz dibinde,
gördüğün ahtapotu dost sanıp,
tokalaşmaya kalkma sakın!
Ahtapota el verilmez
Yarım asırdır yurdumun,
çeşitli denizlerinde yüzerim;
balıkların ne bir gülücüklerini,
ne de gözyaşlarını gördüm..
Balıklar ağlamaz, gülmez
ÖZGÜRLÜK
Bir gün martı kuşu tutsa,
enginlere enginlere uçsa,
özgürlüğe-maviliğe
kanat kanat dalıp gitse:
"Yapma diyemem,
gitme diyemem,
geri dön" diyemem
Çünkü martıcık,
benim martım değil şimdilik
Bir de şu var:
Hem yakışmıyor, hem de yetmiyor belki ona
bir uçumluk özgürlükle,
mendil kadar mavilik
YAĞMUR TIPIRTILARI
-Aysel´e-
Yağmur tıpırtılarını sevdiğin kalmış bir de aklımda.
Bunu, nisan yağmurları yüzüme sırnaşınca anımsadım.
İpil ipil yağan nisan yağmurlarına,
yüreğim NİSAN TASI oldu
Kim bilir hangi saçak altında düşler kucaklanırken,
ben, nisanlı bir geceyi yağmurla sokaklayıp,
geçmiş zamanlardan hoş bir sızı yaşadım...
Vurdu kapına beni sabahla yağmur,
"Al, bu yağmur tıpırtılarını sana topladım..."
YÜREK TIPIRTILARI
Tıpır tıpır çarpan yüreğim,
yaşadığımı söyler.
Yaşamak, sevdiklerimle beraber olursa anlarım.
Yüreğim, çığlık çığlığa,
ince bir sızıyla çarpıyorsa,
bilirim ki,
ölen kızım İLKNUR yüreğimdedir,
ağlarım
..........................................................
Ilık-ılık, tatlı-tatlı çarpan yüreğin,
sevgili beklediği söylenir
Yüreğim böyle çarpınca,
gözlerim kapıya çevrilir
AYAK TIPIRTILARI
Kanat sesleri kafesten kaçmış
kuşun haberi yok !.
Gizliliğe tutsak olmuş
bir tıpırtı çevremde..
Kim koydu yüreğime bu güzel balerini?
Yürüyor sekerek, tek-tek, tane-tane,
can evimde koşuşan can taneleri gibi