Ne dinlemeyi, ne de dinletmeyi bilmiyoruz, genelde.
Eğitmen Stephen Covey, şöyle diyor:
“Çoğu insan, anlama niyetiyle dinlemez. Cevap verme niyetiyle dinler...”
İnsanları dinlemek ve anlamaya çalışmak gerekir. Değer verin ki, değer göresiniz.
Ya çok uzun konuşanlara ne diyeceğiz?
Onlara yanıtım Farabi’den:
“Uzun konuşmayı, kısa dinlemek gerekir!”
Anladınız siz onu!
X X X
Utanmak, insanda mutlaka bulunması gereken bir duygu, aslında. Ama ülkemizde son dönemlerde utanma duygusu ne yazık ki büyük bir erozyona uğradı.
Rezil davranışlarıla gündeme gelenler bile, “Reklâmın iyisi, kötüsü olmaz” diyerek pişkinlik gösteriyorlar.
Maksim Gorki, “İnsanda utanma olmadı mı, onun için hiçbir şey dert değildir” diyor.
X X X
Çingenelerin, kendilerine özgü yaşam tarzları vardır. Günü birlik ama hayatı kendi ortam ve koşullarında dolu dolu yaşarlar.
Işte Aleksandr Puşki’den bir alıntı:
Çingenenin birine çıkışmışlar:
“Ne biçim yürüyorsun?”
“Yürümüyorum ki” demiş, “Dans ediyorum.”
“Müziksiz olur mu?”
“Beynin varsa, olur...”
X X X
Madem ki konuyu düşünceden açtık, aynı çizgide sürdürelim.
Düşünen insan, yönlendirilemez. Karanlığın dehlizlerine sokulamaz.
Umberto Eco’dan bir alıntı:
Başrahip, manastırdaki kitapları ateşe verir ve şöyle der:
“İnsanlar okursa öğrenir, öğrenirse içindeki korkuyu öldürür. O zaman da, kilise ölür!”
X X X
İnsan yaşamının temeli, özgürlüğe dayalıdır. Özgür yaşam, insanca yaşamdır.
“Size özgürlükten önce ekmek gerek”diyen Batılıya, Afrikalı kadın şu yanıtı verir:
“Konuşma özgürlüğüm olmazsa, ekmeğimi kimin çaldığını nasıl söyleyeceğim?