Deniz, tutkumdur benim. Denize bakarak dinlenirim.
Denizle ilgili yazılan kitaplar, yazılar, şiirler ve filmler her zaman ilgimi çeker.
Son olarak, Hasan Can Yücel’in, “İstinora(Sabah Volisi)” kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Marmara Adası doğumlu yazar, kitabında adadaki balıkçılığı anlatıyor. Kitapta, “Kılıç Balığı” avı ayrıca ilgimi çekmişti.
Aklıma, Marmara Adası’nda çekilip, başrollerini Tarık Akan ve Hale Soygazi’nin paylaştığı “Kanlı Deniz” filmi gelmişti.
Deniz, alabildiğine özgürlük demek…
Aynı, Orhan Veli Kanık’ın “Hürriyete Doğru” dizelerindeki gibi:
“Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin,
Gideceksin ırıpların çalkantısında
Balıklar çıkacak yoluna karşıcı,
Sevineceksin
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında
Birden,
Bir kıyamet kopacak ufuklarda
Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin,
Bayramlar seyranlar mı dersin,
Şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı?
Heeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize,
Geride bekleyenin varmış, aldırma
Görmüyor musun, her yerde hürriyet,
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol,
Git gidebildiğin yere!”
Yine, Arif Nihat Asya’nın “Mavi” isimli dizeleri ise şöyle:
“Kayıklarla kayıkçılar
Dalgıçlarla balıkçılar
Bilirsin ne ister, deniz!
Kendini bu isteklerin
Yelkenlerin, küreklerin
Altına seriver, deniz!
Balıkların, kandillerin
Ne varsa olsun ellerin
Bana mavini ver, deniz!”
AĞLAYAN MARMARA DENİZİ
Deniz, içinde yaşayanlarla bir bütündür.
Balık, deniz çayırı(yosun), tüm canlılar…
Ama Marmara Denizi yaralı. Müsilaj, kirlilik, oksijensizlik tehdit ediyor, bu iç denizi…
Fethi Giray’dan bir dörtlük:
“Yaslamış başını bir yosun taşına balık,
Ağlıyordu
Gözlerimle gördüm,
Gözyaşları maviydi”
X X X
DENİZ VE MARTI
Deniz ve martı, birbirinden ayrı düşünülemez.
Can Yücel, “Martılar ki, sokak çocuklarıdır denizin” der, şu dizelerinde:
“Martılar ki,
Günlerdir körköstebek nefsimle hırlı
Ve öylesine harlı ki, esrik nefesim
Bir kibrit tutsam parlayacak
Bir sarnıç gemisi diyecekler, alev almış
Boğazın iki yakasından
Oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavi
Gelişi güzel mi güzel bir ocak
Suların ortasında sevgili öfkem benim
Yanacak bahar erişinceye değin
Soğuktan morarmış kanatlarını ısıtsın diye martılar
Martılar ki, sokak çocuklarıdır, denizin”
X X X
Cumhuriyet döneminin ölümsüz şairi Orhan Veli Kanık’ın unutulmaz dizeleri “Gün Olur”da ise martıların sesini duyarsınız, adeta:
“Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz,
Çiçekler gürültüyle açar,
Gürültüyle çıkar duman topraktan
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş
Gün olur, başıma kadar mavi,
Gün olur, başıma kadar güneş,
Gün olur, deli gibi…”
X X X
“MARTI” KİTABI
Richard Bach’ın dünya çapında önemli bir kitabıdır, “Martı”…
Kitapta, “Jonathan Livingston” isimli, uçmayı kutsal sayan ve özgür ruhlu martının hayatı anlatılır.
İşte o kitaptan bir bölüm:
“Son martı uçtu yüreğimden bu gece. Yeni bir hayata, çığlık çığlığa. Gözyaşlarım sildi rüyalarımı. Kopardım seni benden, bağıra çağıra…
Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz. Uçmayı öğrenebiliriz!
Uçmak, bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük ise var oluşun bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa, kaldırıp atmak gerek.”
Evet, sizler de bilinmezliğe uçan martıları dinleyin, derim. O kanat sesleri, o çığlıklar, tüm seslerin önüne geçer, onların. Mırıldandıkları sesler ise sanki son türkü, son beste gibidir.
“Halikarnas Balıkçısı” olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı, “Deniz, baştanbaşa masmavi bir gülüştü. Bir tutam mutluluktu” diyor.
Deniz havası, ruhun dinlencesidir. Dalga sesleriyle huzur bulan kalpler, maviye doyarken mutluluğu bulur.
Yazıma, John Masefield’in, “Deniz Tutkusu” isimli dizeleriyle son veriyorum:
“Ben yeniden denizlere açılmalıyım,
Denizle gök arasında yapayalnız kalmalıyım,
Yüksek bir gemi ve yol gösteren bir yıldız tek isteğim…
Dümenin gıcırtısı, rüzgârın şarkısı ve beyaz yelkenin sallanışı ile
Suları örten buğuyu ve uzaktan söken şafağı seyretmek bütün zevkim
Evet, ben yeniden denizlere açılmalıyım”
