Bandırma’da, eski yıllarda çok iyi doktorlar vardı. Elbette ki halen var.
Geçtiğimiz dönemlerde, “fakir dostu” Raif Atay vardı. Çağrıldığında, hangi saatte olursa olsun, küçük çantası elinde, hastasına koşardı. Pratisyen doktordu ama teşhisleri çok güçlüydü. Fakir ailelerden de para almazdı.
Bandırma Pertevniyal Hastanesi’nin ilk başhekimi Muzaffer Akaltun da öyleydi. Çok sayıda yabancı dil bilirdi.
Servet Sıtkı Arat da çok yardımsever bir doktordu. Aynı zamanda, fotoğraf sanatçısıydı.
Bir dönem Balıkesir Milletvekili olup, Sağlık Bakanlığı da yapan Üroloji Uzmanı Güven Karahan da branşında çok iyi bir doktordu.
Bir dönem Pertevniyal Hastanesi’nde başhekimlik yapan Coşkun Güngör de intaniye branşında çok iyiydi.
Yıllarca, ailece diş hekimimiz olan Münip Bayraktar’ın yeri de çok önemlidir, Bandırma için. Çok başarılı bir diş hekimiydi. Şimdi artık emekli. Sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum, kendisine…
Tabii, bunlar gibi birçok eski ve başarılı doktor vardı, Bandırma’da…
Kötü ve gözü para hırsı ile dolu doktorlar da vardı, elbette.
Hiç unutmuyorum, bu kötülerden biri, Pertevniyal Devlet Hastanesi’nde, rahmetli anneme öylesine kötü davranmıştı ki, kendisine anında büyük tepki göstermiştim.
Bandırma’da, günümüzde de elbette iyi-kötü doktorlar var. İyi doktor, gerçekten de hak ettiği değeri buluyor. Örnek vermek gerekirse, Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Aykut Başar’dan randevu almak çok zor. Çünkü bu doktordan vatandaş çok memnun. Ortopedi Uzmanı Uğur Özdemir de aynı durumda. Şimdi Balıkesir'de görev yapan Dahiliye Uzmanı Cem Balta...Diğer isimleri tek tek saymam zor, diğer başarılı doktorlar alınmasın sakın.
Ama ne yazık ki, her meslekte olduğu gibi, kötü doktorların da bulunduğu bir gerçek. Ne yazık ki, yapılan doktor hataları, sık sık medyaya ve sosyal medyaya yansıyor. Vatandaş, bazıları ölümcül olan bu hatalara haklı olarak büyük tepki gösteriyor.
Vatandaşları küçük gören, onların işini zorlaştıran, “Hipokrat Yemini” etmiş kişiler de ne yazık ki az değil… Bu kişilerden bazıları, yaptığı yanlışlar medyaya yansıyıp yayınlanınca, “Eyvah, benim mesleki kariyerim vardı. Doçent olacaktım, profesörlük bekliyordum!” diyerek, yakınlarını devreye sokup, o yazının yayından kaldırılması uğraşı veriyorlar. Aslında kendileri de biliyorlar, yaptıkları yanlışı ama bunu itiraf edemiyorlar. Özür dilemeyi içlerine sindiremiyorlar. Onların, bu yanlışlarından dönmelerini, kendilerini yetiştirmelerini ve ‘iyi doktor’ olmaya çaba harcamalarını diliyorum.
Evet, Bandırma’da halen çok iyi doktorlar olduğunu da biliyorum. Örneğin yıllardan beri ailece göz doktorumuz olan Cengiz Yüzbaş, Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Selim Panç, hem iyi doktorlardır, hem de iyi dostlarım…Diğer iyi doktorlar da var elbette. Ama hepsini tek tek yazmak çok zor.
Bütün meslekler elbette ki saygıdeğerdir. Ancak bunlardan dördü, layıkıyla yerine getirildiğinde kutsaldır: Doktorluk, hukuk, öğretmenlik ve gazetecilik…
Ülkemizin, her zaman olduğu gibi onlara bugün de büyük ihtiyacı var.
Buradan tüm iyi doktorlara selâm olsun!
Onlar için yayınlıyorum, Akgün Akova’ya ait , “Oyuncaklar” isimli bu çok duygulu dizeleri:
“Ameliyat odasına
Alındığında bir çocuk
Kapıda
Ağlaşarak onu beklerler
Yaşamın
Kolay bozulan
Bir oyun olduğunu bilen
Oyuncakları”
