?Ölü Ozanlar Derneği?, hem kitap, hem de film olarak çok sevdiğim bir yapıttır. Kişinin, duygu ve hayâllerinin peşinde koşmasının önemini çok çarpıcı şekilde dile getirir. Çok katı bir disipline sahip, geleneksel kurallara sıkı sıkıya bağlı Halton okuluna edebiyat öğretmeni olarak atanan Keating, öğrencilerine şiirle düşünmeyi, hayalleri ve duygularının peşini bırakmamaları gerektiğini aşılamaya çalışırken, ?Yaşamın öz suyunu emin. Kim ne derse desin, sözcükler dünyayı değiştirebilir? der.
Duyguları yönetmek, onları gizlemek değildir. Duyguları yönetmek, kendinin farkında olmaktır. Kendinin farkında olmak, kendi değerini anlamaktır. Duyguları yönetmek, dengeli bir yaşam sürebilmek için plânlı ve programlı olabilmektir. Duygularını ve aklını bir arada yönetmeyi başarabilenler, mutlu birer birey olurlar. Mutlu bireyler de, mutlu toplumları oluştururlar. Sözcükler, duyguların aynasıdır. Unutmayalım ki mutluluk, sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneği demektir.
Konfüçyüs´ün dediği gibi, ?Sözcüklerin gücünü anlamadan, insanların gücünü de anlayamazsınız.
Duygularınızı serbest bırakın. Sevdiklerinize, duygularınızı dile getirmeyi onları sonsuzluğa uğurladıktan sonra değil, yaşarlarken söyleyin. Unutmayın ki, dünyanın en güzel cümlesi, ?seni seviyorum?dur.