Yazıma, kitabın birinci sayfasındaki bir yazıyla başlıyorum. Emeği geçenlerin hepsini kutluyor, beni böyle güzel bir eserle buluşturanların hepsine teşekkürler ediyorum.
Türkçe ve İngilizce yazılan tanıtım ve bilgilerin Türkçesini okudum, bilgilendim. Beni asıl ilgilendiren, denizaltı güzelliklerinin muhteşem görüntüleriydi. Daha doğrusu, adaşım sualtı fotoğrafçısı TAHSİN CEYLAN´ın beni heyecanlandıran muhteşem görüntüleriydi. Aklıma, bir deniz çocuğu olarak gençliğimdeki zıpkıncılıklarım geldi. Sualtı fotoğrafçısı Tahsin Ceylan´ı yürekten alkışladım. Ben de gençliğimde, Fethiye Körfezi´nde bir müren balığından korkmuştum. Bu konuda yazdığım bir dörtlüğüm de vardır:
?Bir mürenden korkmuştum, Fethiye Körfezi´nde
Kayanın yarığından üstüme doğru koptu
Ben çırpınınca o da birden geldi kendine
Elimdeki zıpkını görünce benden korktu?
Neyse, gelelim Erdek Körfezi´ndeki nefis görüntülere. Sanki denizin derinliklerinde sanatsal güzellikte, insanı heyecanlandıran olağanüstü tablolar, birden kitaplığımın şiirsel tabloları oluverdiler. Evime oturmaya gelen dostlarım-konuklarıma bir hazine gösterircesine övünçle göstermekteyim, ?SUALTINDAN ERDEK?i. Onlar da görüntüler karşısında hayranlıklarını belirtiyorlar ve mutluluk duyuyorlar.
?SUALTI ALBÜMÜ?nün fotoğrafçısı Tahsin Ceylan´ın son sözleri çok değerliydi:
?Doğanın ve yaşamsal devinimin yok edici etkisine karşı bugünü belgeleyebilmek ve geleceğe taşımaktır, tüm sevdamız. Zamanın yok ediciliğine karşı görüntüleyenin üstünlüğüdür, deklanşöre basabilmek ve ona rağmen sürekli yaşayacak olanları dondurabilmek. Anlatım tekniğinin en güçlüsüne sahipsiniz, şimdi, şanslısınız, onu anlamayı başarabiliyorsanız eğer.
Ve sualtı fotoğrafçısı Tahsin Ceylan, yazısını şöyle bitiriyor:
DALIN SAĞLICAKLA?