Erhan Göçmen
Tarih: 02.06.2014 00:00
ERDEK TURİZMİNE İKİ ÖNERİ
Yaklaşık 17 yıl boyunca Erdek hakkında yazılar yazarken öne çıkarmaya çalıştığım konulardan birisinin Erdek'in coğrafi olarak ülkemizin en güzel yörelerinden birisi olduğudur. Gerçekten de Erdek'e gelenler kısa bir süre sonra gördükleri ve yaşadıkları ile adeta Erdek'e aşık oluyorlar diyebiliriz.
Ama işin gerçeğine baktığımızda bu sevgi süresinin yıllardır 1,5-2 aylık bir süre içinde deniz, kum ve güneşe bağlı olarak sınırlı kaldığıdır.
Aslında dünya turizmine bakıldığında da genel turizm anlayışının yılın en sıcak aylarını kapsayan üç aylık süreyi kapsayan zaman dilimi olduğunu söyleyebiliriz. Tabi ki İzmir'in güneyinden başlayıp ta Hatay'a kadar uzanan güney bölgemize baktığımızda yabancı turizmin ağırlığı ile yaz sezonunun Mayıs ve Eylül aylarını da kapsadığını ama yerli turistin evine dönmesiyle sıradan bir turizm sezonuna döndüğünü söylemek mümkün.
Ve meseleye bizim de dahili olduğumuz İzmir'in kuzeyine baktığımızda Kuşadası dahil olmak üzere Ayvalık, Edremit, Altınoluk, Erdek ve Gemlik gibi bilinen turizm merkezlerinin okulların tatili ile açılmasına yönelik turizm takvimine uygun bir düzen içinde oldukları söylenebilir.
Ve bu düzen içinde baktığımızda belki birer haftalık sarkmalarla da olsa Erdek'imizin Temmuz ve Ağustos ayları içinde diğer söylemeye çalıştığım turizm merkezleri gibi otelleri dolu, pansiyonlarında yer bulunamaz bir 1-5 ayı dolu dolu yaşadığımızı görüyoruz..
Buradan söylemek istediğim tek şey, mevcut olanaklarımızla her yıl sezonu dolu dolu geçirmekte olduğumuzdur. Ama bu doluluktan Erdek olarak ne kazanıyoruz işte sorulması gereken sorunun da ben bu olduğuna inanıyorum.
Örneğin yaz sezonu boyunca ilçemizi ziyaret eden ziyaretçilerimizin genelde hep sahil bandında yürüyüş yaptıklarını, kentimizin sokaklarından içeriye girmediklerini ve biraz döner ve pide ve ardından da çay içip dondurmaları ile otellerine dönmekte olduklarını görüyoruz. Unutmayalım ki dünyada turizm güneş, kum ve deniz ağırlıklı olup bununda paraya çevrilmesinin yolu gün batımı sonrası eğlence ve alışveriş olanaklarının yaratılmasından geçer diyor konunun uzmanları.
Şimdi 5 yıllık bir aradan sonra yeniden bir yeni yönetimle karşı karşıyayız. Daha öncede yazdıklarımızı bir hatırlatma olur inancı ile son kez bir daha yazman ihtiyacını hissediyorum. Sayın Hüseyin Sarı'nın iyi hatırlayacağından eminim, bir zamanlar kendisinin de uygun bulduğu bir gece çarşısı çalışmam olmuştu. Esnafı gezerek yaptığımız çalışmalardan bir sonuç alamamış ve konu kapanıp gitmişti.
Bakınız yıllar önce Erdek'in bilinen bir Takunyacılar sokağı vardı biliyorsunuz.. Şimdi unutuldu gitti. Yukarıda söylemeye çalıştığım gibi gün batımı sonrası gelen ziyaretçilerin tek güzergahı olarak bilinen sahil bandına bir paralel yol açarak örneğin bu gün Temad'ın yanından lise bahçe duvarlarını takiben Takunyacılar sokağına ve ardından da Havuzlu Meydana girişi sağlayabilecek yeni bir düzenleme ile hem bu Takunyacılar çarşısı hayat bulabilir hem de bu yolla havuzlu Meydan etrafındaki esnaf bu işten kazançlı çıkabilirler diyorum.
Gelelim ikinci önerime; sahil bandı olarak üzerinde yürüdüğümüz çay bahçeleri ve hastane önünden Kurbalı yoluna baktığımızda bu güzel yürüyüş yolunun tam da ortadan araç trafiği ile kesildiğini görüyoruz. Bence bu gün Evkur önünden kapatılacak bir araç trafiği ile Hükümet caddesinin bu son bölümünün Erdek için yeni bir fotoğraf olabileceğini düşünüyorum. Hastane için acil girişlerinin mesela Ticaret odası önünden bu gün çalışan taksi durağımızın içinden vermek mümkün olabilir sanırım. Yeni bir yol yapılıncaya kadarda adalar trafiğinin de belli zamanlarda bu yolun trafiğe açılmasıyla sağlanabileceğini ve kapatılan cadde üzerinde de yeni bir yapılanma ile Erdek'imizin çok daha farklı bir görünüme geçeceğini söylemek istiyorum.
Yarın kent ciddiyeti üzerine bu konuları da kapsayacak düzende yine eskiden kaleme aldığım önerilerimi toparlayarak son kez bir daha yazmak düşüncesiyle,
Esen kalınız. .
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —