BÜYÜKŞEHİR yasasıyla birlikte Kapıdağ`ın tek ilçe merkezi olan Erdek`te siyaset artık eskisi gibi olmamalı
Artık Erdek, Kapıdağ`da üstleneceği "ağabeyilik" rolünü içtenlikle benimsemeli, sen-ben davasını unutup, geçmişteki siyasi yaşamı geride bırakmalıdır.
Karşıyaka, Ocaklar, Aşağıyapıcı, Balıklı, Ballıpınar, Belkıs, Çakılköy, Çayağzı, Çeltikçi, Doğanlar, Hamamlı, Harmanlı, İlhanköy, Kestanelik, Narlı, Ormanlı, Paşalimanı, Poyrazlı, Tatlısu, Turan, Tuzla, Yukarıyapıcı, yeni dönemde hizmet bekleyecektir
Ocaklar`dan sonra; Narlı, İlhanlar, Turanlar da artık birer turizm kenti olma yolundalar
Buralar da "mamur" birer kent görünümüne kavuşmalıdırlar.
Köy statüsünden çıkartılan bu yerleşim alanlarındaki insanlar, tek yürek olmalı, mahalle olmanın huzurunu yaşayabilmelidirler.
Bunu da gerçekleştirecek olan Yerel Yönetime talip olanlardır.
* * *
2011 yılı nüfus sayımına göre; kırsalda 12 bin 226, şehir merkezinde de 21 bin 68 kişinin var olduğu toplamda 33 bin 294 insanın yaşamını sürdürdüğü Erdek`te siyasal geleceğin de iyi belirlenmesi gerekmektedir.
2009 seçim sonuçlarının vahametine kapılmak, hiçbir siyasi partinin gündeminde de olmamalıdır.
Erdek merkezde 52 sandıktan çıkan 12 bin 909 seçmenin tercihi geride kalmıştır.
Ocaklar ve Karşıyaka`ya bağlı oy kullanan seçmenler artık Erdek`in bütün için oy kullanacaklardır.
Görünen tabloya göre yine 2 siyasi parti, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi mücadelesi yaşanacak.
Ancak, 2014 yerel seçimlerinde Kapıdağ göz ardı edilirse seçimler "Çantada Keklik" olmayacaktır.
Yeni dönemde Erdek ve yöresinde uygulanacak siyasette kamplaşmaların, ayrıştırmaların, ötekileştirmelerin yerini; birleştirici, demokratikleşmenin gerekleri neyi gerektiriyorsa o yapılmalıdır.
* * *
VAKTİYLE bir meslek erbabı yılarca yanında yetiştirdiği çırağını imtihan etmek ister. Eline bir pırlanta verip der ki;
"Oğlum bunu al, önüne gelen esnafa göster. Kaç para verdiklerini sor, sonunda da kuyumcuya göster satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir."
Çırak bir bakkal dükkanına girer ve sorar;
"Şunu alır mısınız?"
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği pırlantayı alır, evirir çevirir;
"Buna bir tek lira veririm, bizim çocuk oynasın."
Çırak bir manifaturacıya girer. O da parlak bir taşa benzettiği için pırlantaya ancak 5 lira vermeye razı olur.
Üçüncü olarak semerciye girer
"Buna ne verirsiniz?"
"Bu benim semerlerime iyi süs olur. Kaş dediğimiz süslerden yaparım, buna 10 lira veririm."
Çırak en son kuyumcuya gider. Kuyumcu pırlantayı görünce yerinden fırlar ve şaşkınlıkla der ki;
"Bu kadar büyük pırlantayı nereden buldun? Bun kaç lira istiyorsun?"
"Siz ne veriyorsunuz?"
"Ne istiyorsan veririm."
"Hayır vermem."
Kuyumcu yalvarmaya başlar
"Ne olur bana sat. Dükkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim."
Çırak emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak değerini öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar dil döker.
Ustasının yanına dönen çırak büyük bir şaşkınlık içinde başından geçenleri anlatır. Sonunda ustası der ki;
"Bundan ne anladın?"
Çırağın verdiği cevap çok doğrudur
"Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir."
Bana göre de, Erdek ve Kapıdağ da bu kıssadan hissedeki Pırlanta gibi değerlidir
Onu değerini bilene emanet etmeliyiz
Saygıyla, sağlıkla, sevgiyle kalın
Siyasetin dışında, kişisel ayrışmalar ve hesaplaşmaların devam etmemesi, Kapıdağ`ı da yok saymadan yeni dönemde yatırım ve hizmetlerden yararlanılması bu coğrafyada yaşayanların en büyük dileği olmalıdır
Erdek`in ve Kapıdağ`ın bir bütün olarak ele alınması, geçmişin üzerine bir sünger çekilmesi gerekmektedir
