Erdekimize olan bağlılığımız

Aslında bu konuyu sık sık yazanlardanım. Çok fazla etki yaptığı söylenemez ama bir kez daha olsun. Kentimiz adına aynı konuyu gündeme taşımakta büyük fayda görmekteyim. İyi bilindiği gibi sevmek fiili aslında büyük bir fedakarlığı gerektiren bir duygu yüküdür. Hani birisini sevdiğimizde, onun için her şeyi yapabilirim dediğimiz o yüce duygu var ya işte ben o duygudan söz ediyorum ve gerçekten de çoğu zaman bu sevda adına bir çok fedakarlıkları yapıyoruz da. Ama sıra Erdek`i sevmeğe geldiğinde nasıl bir fedakarlık düşünüyoruz acaba? Şu bir gerçek ki Erdek ve çevresi hakkında sanırım benim gibi büyük çoğunluğumuzun Erdek`imizi çok sevdiğini düşünüyor ve Erdek`in güzelliği hakkında da pek çok yazı makale ve haberler okuduğumuzu da çok iyi biliyorum. Tamam, belki eski yıllarda Erdek daha da çekiciydi ama ben artık geçmişle yaşamaktan daha çok bugüne bakmayı ve geleceğimizle ilgili olarak bir şeyler yapmayı düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum. Baktığımızda yurdumuzun bu güzel köşesinde son yıllarda hızlı bir yapılaşma ile beraber hızlı bir nüfus artışına da şahit oluyoruz. Yıllar önce bazı işleri Erdek adına yapmak belki daha kolaydı ama gün geçtikçe ve kentimiz genişledikçe hem imkanlarımız dağılarak azalmakta hem de ekonomik yetersizliklerimiz azalmakta. Dolayısıyla kentlere çeki düzen vermek işinin kentler geliştikçe daha da zorlaştığını görüyoruz. Elbette yerel siyasetin bu konuda öncü olması hep istenilen bir durumdur ama kent insanının da kente olan bağlılığı nedeniyle, kentini sahiplenme duygusuyla yapabileceği bir çok görevin varlığını da görmeliyiz artık. Örneğin bu bir kişisel görev olabilir, bu bir sivil toplum görevi olabilir, bu bir maddi fedakarlık görevi de olabilir, yani kentimizin bir noktasındaki taşı alıp üst üste koyma meselesi gibi bir şeyden söz etmek istiyorum aslında. Bakınız bu gün Anadolu`muz da deniz, kum ve güneşi olmadan sırf kentinin özellikleri ile öne çıkmış, tanınmış ve her sezonda binlerce turisti kabul edebilen ilçelerimiz ve köylerimiz bulunmakta olduğunu da görmemiz gerekiyor artık. Lafımın özeti şu aslında; sevmek fiili ile eylem fiilini yan yana getirmeyi mutlaka becermeliyiz diyorum. Bildiğimiz gibi zaman hızla geçiyor ama maalesef bizler bu geçen zaman içinde kent halkı olarak bizler kentimizi istenilen düzeylere getiremeden yıllarımızı tüketip, yaşlanıp gidiyoruz. Mesele biran önce yan yana gelmek meselesidir. Madem çoluk çocuğumuzla burada yaşayacağız, madem burada ekmek yiyeceğiz, madem bu kentte nefes almak istiyoruz o zaman birbirimizle uğraşmayı biran önce bir yana bırakıp, Erdek`i iyi yerlere taşımak için birlikte çalışmayı mutlaka denemeliyiz. Sonuç olarak itiş kakışlar, kavgalar ve sürtüşmeler sonucu gün geçtikçe küçülmek ve hep beraber kaybetmek yerine ailece, mahallece ve Erdek olarak hep beraber kazanmayı neden düşünemiyoruz ki? Yeter ki biraz öfkelerimizi frenleyelim, yeter ki saygılı olalım ve sadece işimize bakarak kentimiz için çalışmayı deneyelim lütfen… Esen kalınız.