"ALOOOO Kemal nerelerdesiniz?"
"Erdek`te tatildeyiz kardeşim."
"Nasıl geçiyor tatiliniz, bütçenizi nasıl ayarladınız tatil için. Tatil deyip geçmeyin masrafsız olmaz ki."
"Biz her şeyi planladık kardeşim, şimdilik sıkıntı yok."
"Bizim hesap tutmadığı için tatile falan gidemeyeceğiz, izini evde geçirmek zorundayız."
"Biz tatili çok ucuza getirdik kardeşim, bildiğin gibi değil."
"Kemal, tatilin ucuzu nereden baksan sizin gibi 4 kişi için 3 gün de olsa 2-3 bin lirayı bulur. Yoksa ek iş mi yapıyorsun?"
"Yok be kardeşim sen ne diyorsun, senin dediğin parayla ben Güney`de en kral tatili yapardım."
"Nasıl beceriyorsun peki?"
"Erdek bildiğin gibi değil. Burada aklını kullanırsan 2-3 gün tatili sudan ucuza getirirsin."
"Nasıl oluyor bu sudan ucuza tatil kardeşim?"
"Bak anlatayım; Erdek`e gelirken yanımızda 3 günde kullanacağımız suyu damacanalara doldurduk. Biliyorsun bizim oralarda ekmek evlerde yapılır. Annemlerle birlikte bize yetecek kadar ekmek yaptık. Amcamların sebze bahçesinden domates, salatalık, biber, dayımların bağdan da karpuz, kavun topladık, bize yetecek kadar."
"İyi güzel de sadece yemekle iş bitmiyor ki, yatma işini nasıl hallettiniz. Oteller ve pansiyonların pahalı olduğunu duymuştuk da?"
"Onu da çok kolay hallettik."
"Nasıl yani, tanıdık falan mı var, onların evinde mi kalıyorsunuz?"
"Yok be kardeşim. Benim panelvanı kavran haline getirdim. Yataklarımızı yerleştirdim, sıkıntı yok."
"Arabada yatmanız için oto parka girmeniz lazım, o da bildiğim kadarıyla paralı değil mi?"
"Ne otoparkı, çektim arabayı ara bir sokağa, elektrik direğinin dibine ışık ta var, senin anlayacağın konaklama da bedava."
"Def-i hacet, yani tuvalet işi?"
"Onda biraz zorlanıyoruz, gerçi küçük için sorun yok, pete yapıyoruz genelde. Diğeri için yakınımızdaki umuma açık bir WC`ye gidiyoruz o da sık değil tabi, pazarlık ettik çocuklar var diye 50 kuruş alıyor amca."
"Bütün gününüz arabanın içinde, WC`ye gitmekle mi geçiyor yani?"
"Ne alakası var, sabah erken saatte kalkıp plaj yakın olduğu için şemsiyemizi dikiyoruz, altına da 2 havlu. Oğlan orada bekliyor biz gelinceye kadar. Sonra cumburlom denize."
"Bildiğim kadarıyla plajlarda sezlong ve şemsiye kiralanmadan deniz kenarında yer bulmak imkansızmış?"
"Burası Erdek be kardeşim, kim kime, dum duma. Roman kardeşlerle dost olduk böyle idare ediyoruz işte."
"Denizden çıktıktan sonra tuzlu tuzlu mu dolaşıyorsunuz peki?"
"Gelirken onu da hesaplamıştık, damacanaların sayısı hepimize yetecek kadar. Yetmezse buraya yakın camiye gidip dolduruyoruz, anlayacağın suya para yok."
"Duşu nasıl alıyorsunuz peki?"
"Arabanın kuytusunda, üstümüzdeki mayoları çıkartmadan hallediyoruz işte."
"Yani senin planına göre, deniz, kum ve güneş bedava. Suyu da hallediyorsunuz, yiyecek sıkıntınız da yok, helal olsun vallahi. Pekiyi hiç mi eğlence yerlerine gitmiyorsunuz?"
"Gelmeden çok önceleri karpuz çekirdeklerini kurutmuştuk, eğlencelik olsun diye onları yanımıza alıp akşamları deniz kenarında halka açık banklarda oturup hem dinleniyor hem de eğlencelik yapıyoruz. Hemen yanımızda canlı müzik yapan bir yer var oradan da gelen müzik sesiyle de vakit geçiriyoruz. Çöplerimizi de belirli noktalara konan konteynerlere atıyoruz, etrafı da başkaları gibi kirletmiyoruz anlayacağın. Hesap hesaptır be kardeşim, işini bilirsen tatilini sudan ucuza getirirsin. Hele burası Erdek ise hiç problem yok. "Kimsin, nereden geliyorsun" diye soran da yok."
* * *
GERÇEĞE yakın, hayalimde yarattığım ikili bir diyaloğu yansıtmaya çalıştım
Erdek gerçeğini de dile getirmek istedim
Kimin ne düşüneceği umurumda değil, ben gördüklerimden ve izlediklerimden yola çıkarak böyle bir mizanseni hazırladım
Durum böyle Erdek`te, yalanım varsa iki gözüm aksın
Saygıyla, sağlıkla, sevgiyle kalın