Bence tam olmasa da ben buna var gibi diyorum. Nedeni de siyasetin ana ekseninden kayıp daha çok kişisel manada yapıldığını ve partilerden daha çok isimlerin öne çıkarıldığını ve sanki Erdek`e özgü bir farklı sistem yaratılmış diyorum ben bu oluşumlara.
Aslında bu tespitim sadece Erdek`le ilgili olmadığını, aşağı yukarı küçük yerleşim yerlerimizin bir çoğunda böylesi oluşumların olduğunu ama bununda yereldeki belediye seçimleri ile yakından ilgili olduğunu görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla belediye başkanlığını elinde tutan hangi parti olursa işte o parti aşağı yukarı o yöredeki hem siyasetin ve hem de sivil örgüt çalışmalarının başkanı gibi görülmekte olduğunu da belirtmemiz gerekiyor.
İşte bu algılamalardan ötürü yöre siyasetini yönetenler de ne olursa olsun yöresindeki sivil dernek, kulüp ve koop. gibi sosyal çalışmaları etkileyerek buralarda da kendisi gibi düşünenleri görmek isteklerini ve bu yönde de çalışmalar yaptıklarına tanık oluyoruz.
Maalesef bu durum bu sefer yöre halkının ve yöre derneklerinin, ben nasıl belediye ile uğraşırım düşüncesinden hareketle olacak hiçbir sosyal faaliyet de önde görünmek istemediği bir ortamı yaratıyor.
Dolayısıyla Marmarabirlik, Ticaret Odası, Esnaf Odaları gibi ilçemizde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerimiz bu gün teknik olarak kendi çalışmalarının dışında Erdek için sosyo- kültürel bir çok alanda onlarca görev çeşitliliği varken adeta bir seyirci gibi kalmaları ve katkı vermemeleri maalesef Erdek`imiz için çok büyük kayıplardır.
Unutmayalım ki bu gün çağdaş dünyada sivil toplum hareketleri toplum ile siyaset arasındaki en önemli köprüler olarak görülmektedir. Örneğin bu gün güncel yaşamda ortaya çıkan sorunların muhatabı olarak baktığımızda önümüzde sadece Belediyeler yok ki. Devletimizin başta kaymakamlık olmak üzere tüm kurumlarının Erdek`imizde mevcut olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı acaba? Demem o ki bu kurumlar ile Erdek`li vatandaşlar adına muhataplık görevi sanki sadece belediye başkanlığına aitmiş gibi son derece yanlış olan bir anlayışı oluşturup kabuğumuza çekilmiş durumdayız Erdek`te.
Bakınız bu gün Erdek`imizin nüfusu 30 binlere doğru tırmanmakta olup her geçen gün sorunlarımız artmaktadır. Örneğin tarımsal alanda sorunlarımız var, olta balıkçılığı dalında sorunlarımız var, okullarımızın da bir dizi eksiklikleri var, turizm adına okul-vatandaş işbirliğini geliştirebilecek çalışmalarımız yetersiz, tarihi binalar üzerinde konuşacaklarımız olmalı gibi yöremize ait irili ufaklı bir çok konuşacak, tartışacak sorunlarımız bulunmakta. İşte tüm bunları sivil toplum çalışmaları bağlamında değerlendirdiğimizde geçmişten bu güne inanılmaz boşluklarımız olduğu açıktır.
Unutmayalım ki sivil toplum çalışmaları bu gün gelişmiş ülke toplumlarında her zaman için en çok takdir edilen çalışmalar arasındadırlar. Gerçekten modern toplumların yaptığı gibi bizlerinde aramızdaki bilgisi ve yeteneği yüksek olan vatandaşlarımızı arayıp, onlara ulaşarak, onlara derneklerimizde görev verme yollarını mutlaka bulmalıyız. Dolayısıyla toplumu kendi haline bırakmak yerine, biran önce gelişimi sağlamak adına her türlü sosyal, kültürel ve sanatsal katkıları yaparak, olabildiğince her alanda topluma rehber olmak ve bu çalışmaları geliştirmek ancak ve ancak derneklerimizin ciddi çalışmaları ile mümkün olacaktır.
Sonuç olarak gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizde de siyaset kendi kulvarın da yürürken sivil örgütlerde kendi kulvarlarında yürümelidirler. Dün ve bu gün olduğu gibi bir diğerini yok kabul ederek yola devam etme isteğinin sorunları çözemediği gibi tersine zorlaştırdığı mutlaka bilinmelidir. Esen kalınız.
