ÖNDER BALIKÇI

Tarih: 16.09.2021 19:42

Eylül konuşulmaz, yaşanır!

Facebook Twitter Linked-in

Tüm okurlarımı yıllardır alıştırdım ya, hemen sorular başladı, “Eylülü bu yıl neden yazmıyorsun?” diye.
Hiç unutur muyum? Eylül, hiç unutulur mu?
Çoğu kişi yaz aylarını bekler, ben ise eylülü adeta iple çekerim. Keşke her ay, eylül olsa derim.
İnsan yaşamında her eylül, yeni bir başlangıçtır. Her şey eylülde başlar ve biter. Bir eylül daha gelip geçerken hayatımızdan, yapraklarımız da bir bir dökülür.
Eylül, umuttur, barıştır, özgürlüktür.
Eylülü sadece bir ay olarak düşünmemek gerekir, çünkü eylül, ayrı bir mevsimdir. Her ömrün, bir eylülü vardır.
Cemal Süreya, “Bir gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla. Eylülü konuşalım” diyor.
Eylülü anlatmak, sözcüklere sığmaz. Eylülü, doya doya yaşamak gerekir.
Eylülü “hüzün ayı” olarak niteleyerek, ona büyük haksızlık yapanlar var. Özdemir Asaf, şöyle diyor:
“Hazan dediler
Hüzün dediler
Kalbimizi ele verdiler
Oysa sadece eylüldü gelen
Güzelliği göremediler…”
İşte yeni bir eylül daha akıp gidiyor avuçlarımızın arasından. Ama hüzün hep var, insan yaşamında, hiçbir yere gitmiyor. Dışımız günlük güneşlik, içimiz ise eylül eylül sonbahar…
Bir eylülü daha eritiyoruz, yavaş yavaş. Kim bilir kaç eylülümüz kaldı, yaşanacak? Eylülü kaçırmayın, eylülün gizemine sımsıkı sarılın. Bu ayda kendinizi doğanın kucağına daha çok bırakarak, eylülün sesini dinleyin, büyüsüne sığının.
Yazımı, Murathan Mungan’ın dizeleriyle sonlandırıyorum:
“Cam şişelere koyduğum,
Eylüllerden, yaz yap bana
Bir dönümlük bir çocukluk,
Gökkuşağı uçurtma,
Mayın mantar ütopya,
Yalancı mücevherler gibi…”
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —