Gazetecilikte en büyük acı nedir, bilir misiniz? Toplum önünde güvenilirliğini yitirmek
Toplumun, o kişilerin yazdıklarına artık inanmaması ve ona hep kuşkuyla bakması
Ne yazık ki, içimizde böyle arkadaşların sayıları hiç de az değil.
Gazetecilik hem zor, hem de özveri gerektiren onurlu bir meslektir. Gazetecinin yerelde veya yaygın çalışanı olmaz. Gazeteci, eğer meslek ilkeleri ve ahlakına uygun davranıyorsa, yerelde veya yaygında çalışsın, gazetecidir. Bunun dışındaki kişiler, kaç kitap yazarlarsa yazsınlar, ne denli ünlü olurlarsa olsunlar, hangi okulu bitirirlerse bitirsinler, asla gazeteci değillerdir.
Gazetecilerin gerçek yüzleri ve kimlikleri en çok, seçim atmosferlerinde ortaya çıkar. Seçim öncesi siyasi propaganda dönemi, gazetecilerin gerçek yüzlerini ortaya koyan bir ayna gibidir, adeta
Kimin parayla satın alındığını, kimin ise meslek ilke ve ahlakına sımsıkı sarıldığını çok iyi görürsünüz, bu dönemde
Seçimler öncesinde kalemlerini, sayfalarını satanlar, bilinen deyimiyle söyleyelim ki, omurgasızdırlar. İşte bu nedenle de, seçim sonrasında başlarlar, iktidara gelenlere şirinlik yapmaya! Yersen! Tabii, bazı iktidar sahipleri, bu kişilerin gerçek yüzlerini çok iyi bildiklerinden, mesafeyi çok iyi korurlar. Ama bazıları ise Bu omurgasızları bir süre de ben kullanayım! yanlışına düşerler. Ortam ve koşullar değiştiğinde, yine satışa geleceklerini bildikleri halde
Gazeteler, gazeteciler için tarafsız olmak bile yetmez, aslında
Büyük bir sorumluluk isteyen bu onurlu kamu görevini yerine getirmeleri için bağımsız olmaları son derece önemlidir.
30 Mart yerel seçimleri öncesinde de, ne yazık ki, gazetecilik meslek ilkelerinin ayaklar altına alındığına kahrolarak tanık olduk. Aslında yapmaya çalıştıkları tek işleri fotoğraf çekmeye çalışmak olduğu ve hayatlarında doğru-dürüst tek yazı yazmayı beceremedikleri halde kendilerine gazeteci süsü vermeye çalışanların, danışmanlık dümeni altında, başkan adaylarının müdürlük yaptığı işletmelerde taşeron konumunda işe alınmalarına da tanık olduk, milletvekillerinin önünde eğilen, elini sıkabilmek için arkasından koşturanlara da
Yerel seçimlerde, muhtar adayı olanlardan, 5 dakikalık görüntülü bir röportaj karşılığında, 700-800 lira gibi paralar istendiğini bile bilirim, izlenme oranı neredeyse sıfır olan bir yerel televizyon için
Biz, yine de, hiç olmazsa bundan sonra uyulması dileğiyle, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesinde yer alan Gazetecinin sorumluluğu bölümünü bir kez daha yazalım:
Gazeteci, basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her çeşit sansür ve otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki sorumluluklardan önce gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşır.
Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler.