ÖNDER BALIKÇI

Tarih: 26.12.2014 17:32

Gazetecinin aydınlığı

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin(TGC), İstanbul’da, Konrad Adenauer Stiftung (KAS) işbirliğiyle, “Yerel Medya Projesi” kapsamında yaşama geçirdiği ve TGC İl Temsilcilerinin hazır bulunduğu eğitim seminerine, TGC Balıkesir Temsilcisi olarak katıldım. Çok yararlı bir seminer oldu. Seminerde TGC İl Temsilcileri, yerel basının sorunlarıyla ilgili düşüncelerini ve çözüm önerilerini dile getirdiler.
Son yıllarda yaygın ve yerel medyanın müthiş bir siyasi kuşatma altında bulunduğu bir gerçek. Bu seminerde, yerel basının sorunlarının yanı sıra medyaya yapılan ağır baskı da dile getirildi. TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, yalnız 17 Aralık sürecinde bile 60 gazeteciye, 100’ün üzerinde dava açıldığını, içinde bulunduğumuz 2014 yılında, şu ana dek 30 kez yayın yasağı getirildiğini vurguladı. Demokrasi ve basın özgürlüğü adına ne söyleyeceğini şaşırıyor, insan…Avrupa ülkelerinde bunun onda biri gerçekleşse, herhalde yer yerinden oynar.
TGC Başkanı Turgay Olcayto da, çok önemli değerlendirmelerde bulundu, toplantıda. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve aynı çizgideki kişilere sahip çıkmalarının bazı kişilerce eleştirilmesini değerlendiren Olcayto, “Biz, kimseye destek vermiyoruz Sadece masuniyet karinesi ve mahkeme kararı çıkmadan herkesin suçsuz olduğuna inanıyoruz. Gazeteciler, örgüt kurmaz, kalemleriyle uğraşır. Gazetecilere, terör örgütü suçlaması çok yanlıştır. İktidar, bundan vazgeçmelidir. Bizim, cemiyet olarak gazetecileri sağcı-solcu-cemaatçi diye ayırma lüksümüz yoktur” dedi. Olcayto’nun değerlendirmeleri çok yerinde elbette ki! Aynı toplantıda, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir de, Basın İlan Kurumu’nun içinde bulunduğu ortam ve koşullar hakkında önemli bilgiler verdi.
Kim ne derse desin, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, yıllardan beri medyaya yönelik her çeşit saldırı karşısında hemen tepkisini ortaya koyarken, sonuç almak için her çeşit yasal ve hukuksal zeminleri zorluyor. Halkın, gerçekleri öğrenmesi hakkı adına basın özgürlüğünü sonuna dek savunuyor ve bu konuda en küçük bir yalpalama yapmıyor. Son derece tutarlı ve kişilikli bir politika izliyor. 1999 yılından beri TGC üyesi olmaktan büyük bir mutluluk, gurur ve onur duyuyorum.
Gazetecinin, sanatçının en önemli görev ve sorumluluğu eleştirmek ve muhalif olmaktır. Ne denli baskı altında olursa olsun, bu tutumundan hiçbir zaman ödün vermemelidir, gazeteci. Şu gerçeği de hiç unutmamalıyız ki, karanlıklarda saklanmayı yeğleyenlerin, aydınlığa çıkıldığında yüzleri seçilmez.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —