Gazeteciye yapılan ?sansür´ değil ?saldırı´dır

Bandırma´da yayımlanan BANSES Gazetesi´nin 26 Kasım 2019 tarihli sayısında manşetten ?CHP seçimlerinde arbede ve gazeteciye sansür? başlıklı haberin içeriğini okuyunca başlığın aslında ?Gazeteciye Sansür? değil de ?Gazeteciye Saldırı? şeklinde olması gerekirdi diye düşündüm.
Görevi başındaki bir gazeteciye yapılan müdahaleyi ?Hak-Hukuk-Adalet? yürüyüşçülerine doğrusu hiç yakıştıramadım.
Dolayısıyla haberin yayınlanması da sansür edilmek istenmiş ama böylece 3 kişi tarafından yapılan müdahale yeni bir haber konusu daha oluvermiş.
Yaşanan olaya gelince;
İzmir İletişim Fakültesi mezunu Sarı Basın Kartı sahibi gazeteci arkadaşımız Tufan Dalgıç, görevi gereği CHP´nin mahalle delege seçimlerini takip ettiği sırada meydana gelmiş.
Parti binası önünde açık alanda herkesin gözü önünde meydana gelen bir tartışmayı görüntülemeye çalıştığı sırada biri CHP İlçe Yöneticisi Serkan Akver diğeri CHP üyesi Raşit Şaşmaz kamerayı elleriyle müdahale edip görüntü alınmasını, daha doğrusu gazetecinin görevini yapmasını engellemeye çalışırlarken asıl sert ve çirkin müdahale CHP Kadın Kolları Başkanı Durdugül Öztürk´ten gelmiş.
CHP Bandırma Kadın Kolları Başkanı Öztürk, bir mahalle kabadayısı havasında, fotoğraf makinesinin askısından çekerek ?Niye çekiyorsun, çekme, çekemezsin? diye bağırarak gazeteci arkadaşımızı yere düşürmeye çalışmış. İyi ki bir de tokat atmamış!
Bu yaptıklarınız size yakıştı mı? Hem açık alanda bir olay meydana gelecek, hem de ?aman haber olmasın? diyeceksiniz.
Gazetecinin görevi haber yaptığı yerde bir farklı olay daha varsa onu da haber yapmaktır. CHP´li arkadaşlarımıza soruyorum; Hani sizin özgür haber anlayışınız?
Madem herkesin gözü önünde meydana gelen olayın basına yansımasını istemiyorsunuz, kavga edecekseniz gidin kapalı bir yer bulun kendinize, kapıları kilitleyin hiçbir gazeteciyi de içeri almayın, içeride ne olup bittiğinden kimsenin de haberi olmaz.
Arkadaşımızın boynundaki makineye hedeflenmiş saldırının bir benzeri, geçtiğimiz yıllarda benim de başıma gelmişti.
Bir okul görevlisinin bir konuyla ilgili görüşünü almak üzere DHA için görüntülü haber yaptığım sırada okul görevlisi ?konuşmak istemiyorum? diyeceğine biraz konuştuktan sonra şahsıma birden saldırarak boynumdaki kamerayı güvenlik görevlisinin de yardımıyla zorla aldı.
Mahkemeye intikal eden olay sonrası sağlık raporunu da dikkate alan mahkeme basit yaralama kararıyla aklımda kaldığına göre karşı tarafa 2 bin liraya yakın bir para cezası verdi. Üstelik temyiz yolu da kapalıydı.
Ne diyeyim! Bunlar, sözde aklı başında münevver insanlar!...