ÖNDER BALIKÇI

Tarih: 25.10.2013 00:00

GEÇ KALMIŞ BİR YAZI ZİYA DENİZALP

Facebook Twitter Linked-in

Bandırma Şehir Kulübü`ne ne zaman yolum düşse, gözlerim salonda öncelikle üç ismi arar. Mimar Seyfi Yiğitler, emekli öğretmenler Ziya Denizalp ve Erdinç Özaslan. Yaz ayları boyunca hemen hemen hiç uğrayamamıştım, Şehir Kulübü`ne. Dün uğradığımda, kapıdaki bir masada oturan Erdinç Özaslan`ı görünce, O`nun çok eski dostu Ziya Denizalp geldi, hemen aklıma. "Erdinç ağabey, Ziya ağabey yok mu?" deyince aldığım yanıt, adeta başımdan kaynar sular dökülmesine yol açtı: "Önder, Ziya`yı, 30 Haziran`da kaybettik!"
Vefatının üzerinden neredeyse dört ay geçmiş, haberim olmamış ve çok sevdiğim Ziya ağabeyi sonsuzluğa uğurlayamamışım. Ne kadar üzüldüm, bilemezsiniz. 
Şehir Kulübü`ne her gittiğimde genellikle Erdinç Özaslan ile birlikte ya sohbet ederken, ya da zaman geçirmek için birlikte kağıt oynarlarken görürdüm, Ziya ağabeyi. Yanına oturur oturmaz, hemen kağıtları bırakırlardı ve benimle sohbet etmeye başlarlardı. Tam bir beyefendiydi. Ömrünü, eğitim-öğretime adamış, emekli bir sınıf öğretmeniydi. Okuttuğu yeğenim Tevfik`in doktor çıkmasından duyduğu mutluluğu sık sık dile getirirdi.
12 Eylül 1980 darbesinin çilesini çekmiş, cezaevlerinde kalmıştı. O dönemde yaşadığı sıkıntıları, karşılaştığı iki yüzlülükleri, ihanetleri, bazı insanların "fırdöndü" karakterlerini, kendine özgü cümleleriyle tane tane anlatırdı. Birçok kişinin gerçek yüzünü ondan öğrenmiştim. O dönemlerde çok güçlü, sol tandanslı bir öğretmen sendikası olan TÖB-DER`in Bandırma Şube Başkanlığı`nı yaparken yaşadığı baskılar ve birbirinden ilginç olayları onun ağzından dinlediğimde hayretler içinde kalmıştım. 
Yaklaşık, 1-1,5 yıl önce, Bursa`da başarılı bir by-pass ameliyatı geçirmişti, Ziya ağabey. Sağlığı da yavaş yavaş yerine gelmişti. Ancak, bundan birkaç ay önce Şehir Kulübü`nün kapısındaki bir masada otururken gördüğüm Ziya ağabeyin hatırını sorduğumda, şok edici bir yanıtla karşılaşmıştım: "Önder`ciğim, şimdi de başka bir sıkıntı ile karşı karşıyayım. Doktorlar, boğazımda bir ur belirlediler. Şimdi de bunun tedavisi ile uğraşıyoruz." Bu sıkıntıyı da atlatacağına inandığımı söyleyerek, kendisine moral vermeye çalışmış, ondan da "inşallah" yanıtını almıştım ama olmadı. Demek ki, bu konuşmamızdan kısa bir süre sonra aniden kaybetmişiz, Ziya Denizalp hocamı…
Onun tatlı sohbetleri ve güler yüzünü hiçbir zaman unutmayacağım. Ne zaman Şehir Kulübü`ne gitsem, gözlerim onu arayacak. Onun eski dostu sevgili Erdinç Özaslan ağabey ile ne zaman burada otursak, yanımızda Ziya ağabey de bulunuyormuş gibi hissedeceğim ve onu gerçekten özleyeceğim.
Işıklar içinde yatsın!

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —