ÖNDER BALIKÇI

Tarih: 24.01.2014 00:00

GÜNÜ KAYBETME

Facebook Twitter Linked-in

"Ölü Ozanlar Derneği" isimli film, beni çok etkilemişti, yıllar önce izlediğimde…Daha sonra da çok izledim. İki sözcük, ne kadar da güzel anlatır, bu filmi: "Günü kaybetme"
Filmde, kurulduğu günden bu yana katı bir geleneksel çizgide eğitim-öğretim vermekle ünlenen bir liseye İngilizce öğretmeni olarak gelen, aynı okul mezunu bir öğretmenin, öğrencilerine, "şiir yoluyla düşünme" ve üretken olmanın önemini ve gönlünce yaşamanın, bu uğurda mücadele vermenin değerini kavratmaya çalışması sırasında zaman zaman kahkahalarımızı tutamazken, zaman zaman da hüzünlenmiştik. Böylece öğretmenin, okulun artık çağdışı kalmış eğitim-öğretim yöntemlerine tek başına karşı koyuşuna tanık olmuştuk. Sanki, ülkemizde yıllardır süregelen ezberciliğe dayanan, sorgulayıcı ve araştırmacı olmaktan uzak eğitim-öğretim yöntemleri, yukarıda sözünü ettiğimiz yabancı ülkenin okulundan farklı mı? Değil elbette…Hatta daha da kötü… Oysa eğitim-öğretim, bireye farklı pencerelerden de bakmayı öğretmek zorunda…Çağdaş bir eğitim-öğretim, gencin, bireyin etkiden çıkarak, yeni yollar yaratmasına, kendi sesini bulmasına yol açmalı. "Ormanda yol ikiye ayrılıyordu. Ben, az kullanılmış olanını seçtim" diyerek, başarıya yelken açan anlayışa kulak vererek, her şeyi bildiğimizi sandığımız anlarda bile her olaya değişik yönlerden bakabilmeli. Beğenerek okuduğumuz bir yazıdan sonra yalnız yazarın düşündüğü ile yetinmek yerine, kendimizin de düşünmesinin gerekliliğini kavramalı. Etkiden çıkarak, yeni yollar aramalı. Kim ne derse desin, sözcükler ve düşünceler, dünyayı değiştirebilir. Yeter ki, kendi sözcüklerimiz ve kendimiz için düşünmesini öğrenelim. Romantizm akımını simgeleyen sözlerden biri şöyledir:
"Elinizdeyken, gül goncalarını koklayın, zamanınız varken…" Anlamı son derece açık: Yaşamınızın tutsağı değil, hâkimi olun ve yaşamınızı çok iyi geçirin. Yaşamınızı anlamlı ve güzel kılmak için çaba harcayın.
Şu gerçeği hiçbir zaman unutmamak gerekir ki, yaşamı güzel kılmak, inanın önemli ölçüde elimizde. Sıradan bir yaşam sürerken bile mutluluğu yakalayabiliriz. Kimi zaman en güzel şiirler nasıl ki basit konulardan oluşup, kendi içinde geniş anlamlar taşırsa, insan yaşamı da aynıdır. Yeter ki, şiirler gibi yaşamınız da basit ve ucuz olmasın. Yine unutulmasın ki, aşk, yalnız şiiri değil, yaşamı da önemli ve anlamlı kılar. İnsan soyunun büyük tutkuları olduğu bir gerçek. Buna paralel olarak elbette meslek de önemlidir ama aşk… Aşka yelken açmaktan da çekinmeyin, yaşınız ne olursa olsun. Yüreğinizin sesini dinleyin. Gerçekleştirmek istediklerinizi bilin ve gerçekleştirin. Yaşamın öz suyunu emmeye çaba harcayın. Varsın sizi kendilerinden görmesinler ve "sıra dışı" saysınlar.

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —