Erhan Göçmen
Tarih: 22.07.2012 00:00
Her Şeyi Doğru Bildiğine İnanmak..
Kişisel meslek bilgileri olarak kişinin kendisini yetiştirerek mesleğinde çok yükseklere çıkabileceğini, makam ve memuriyetler alabileceğini anlıyorum ve çok da doğal bir sonuç olarak alıyorum tüm bunları ama bir veya birkaç konudaki bilmek avantajını diğer onlarca çeşit sosyal konulara yansıtmaya çalışarak her şeyi iyi biliyor şeklindeki abartılı davranışlara itirazım var benim.
Bakınız bu tarz davranışlar maalesef bizim toplumuzda çok var. Hele hele bulunduğu ortamlarda biraz çekimserlik gördüklerinde hem çevresini yermek ve hem de kendisine çaktırmadan bir merdiven inşa etmek maksadıyla kimseye söz hakkı tanımadan sözde fikir satışı yapanlarımız iyi bilmeliler ki bu yaptıkları ile olumlu ilerden daha çok suni çözümsüzlük bulutlarının çoğalmasına hizmet etmektedirler.
Unutmayalım ki kişiler her konuyu bilmeye yönelik yetiştirilmiş olsalardı bu gün yüzlerce çeşit fakülte açmaya hiç gerek kalmaz, bir iki fakülte ile dünyamız yönetilmeye çalışılırdı mesela.
Bakıyorsunuz tarihi anlatırken bir profesör adeta. Çevre konusunda mühendis. Sokak, cadde derken adeta bir şehir tasarımcısı.Siyaset ayrı bir dal ama onlara bakıyorsunuz adeta diplomat gibi iç ve dış siyaset konularında kesin çizgilerle konuşmaya bayılıyorlar. Bir çift tavuğu var ama bakıyorsunuz hayvancılık konusunda adeta deha.
Aslında şunu düşünemiyorlar bu arkadaşlarımız. Her insanımızın değerli olduğunu, mutlaka bir veya birkaç konuda engin bilgileri olabileceğini, onlara da imkanlar verilebilse mutlaka o vatandaşlarımızın da güzel fikirlerinin olduğu ortaya çıkabilir diyorum.
Karşımızdaki konuşmayacak, biz hep konuşacağız neden böyle olsun ki? Hem bir yandan demokrasi diyoruz ama işimize gelmediğinde veya beğenmediğimiz zaman hayır olamaz dayatmalarımız niye acaba?
Daha da önemlisi hiç kimse kendi fikrinin yanlışlığını görmek istemiyor bizim ülkemizde. Açıkça bir şekilde, ben yanlış biliyormuşum diyene ben daha hiç rastlamadım desem korkarım doğru ifade etmiş olacağım. Örnek vermeye bayılıyoruz mesela. Sanki bir örnek verince fikrimiz çok doğruymuş gibi bir inatlaşmamızda var aramızda. Ama her örneğin de her fikirle örtüşemeyeceğini birilerinin bu arkadaşlarımıza anlatması gerekiyor artık.
Aynı hatalar bende de var bunu da söylemeliyim. Geçtiğimiz yıllarda elime geçen bir şiir kitabından zar zor bir şiiri ezberlediğimde kendimi şiir üstadı zannederek şiir konusu açılan bir tartışmaya katılmıştım. Ve bir cümle söyledikten sonra yüzümün kızardığını ve şiir konusunda ne kadar cahil olduğumu anlamış ve artık iyice bilmediğim hiçbir konuya girmemek gibi bir prensibi de akıl defterime yazmıştım.
Son zamanlarda internetten alınmış bilgileri sanki çok doğruymuş gibi sık sık dile getirenlere rastlıyorum. Bu konuda tek söyleyeceğim husus altında kaynağı ve adresi olmayan bilgilere itibar edilmemesidir.
Sonuç olarak başta çevremiz olmak üzere bulunduğumuz ortamları yanıltmadan kaçınarak önce bilimsel olmaya gayret gösterelim. Sonra doğruluğundan emin olduğumuz bilgileri paylaşmayı düşünelim ki yarın önümüze koyulduğunda yüzümüz kızarmasın diyorum. Ve son olarak biraz da başkalarını dinleyelim belki onlar bizden daha bilgilidirler.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —