Televizyonların ana haberlerinde en çok izlediğim sunucuların başlarında Fatih Portakal gelirdi. Artık izlemiyorum.
Gazetecilerin tutuklanması olayında amansız, fakatsız meslektaşlarının yanında yer almayan kişilerle işim olamaz.
Aklıma, George Orwel’in şu sözü geliyor:
“Gazetecilik, bir başkasının yayınlanmasını istemediği şeyi yayınlamaktır. Bunun dışında geri kalan her şey, halkla ilişkilerdir.”
X X X
Umutsuzluk, mutlu bir yaşam inancının ve geleceğe güvenle bakmanın önündeki en büyük engeldir.
Küçük bir dalga, büyük bir dalgaya, “Az sonra kıyıya vurarak yok olacağım” diye dert yanmış. Büyük dalga, ona, “Sen büyük bir okyanusun parçasısın. Hiçbir zaman yok olmazsın. Umudunu hiç yitirme” demiş.
X X X
Dostoyevski, “Yalan söyleyerek dünyanın öbür ucuna gidersin ama dönemezsin” diyor.
Aynı zamanda bir tiyatro sanatçısı olan Cahit Irgat’ın dizelerini anımsıyorum:
“Halkın azını aldatırsınız,
Her zaman
Halkın çoğunu aldatırsınız
Zaman zaman
Ama halkın tümünü
Hiçbir zaman
Hiçbir zaman”
X X X
Dur ve dinle…
Hep konuşursan, hiçbir şey duyamazsın.
Yerinde ve zamanında konuşmak bir sanat…
Henry Brook Adams, “Öğretmen, sonsuza dek etkiler. Etkisinin nerede biteceği asla bilinmez” diyor.
Çok sevdiğim filmlerden biri de, “Morrie ile Her Salı” ismini taşır.
İşte o filmde öğretmeni, öğrencisine şöyle der:
“Ben öldükten sonra da mezarımın başına gel. Konuşmasam bile seni çok iyi dinlerim.”
X X X
Bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçebileceği önemlidir.
İnsanî ilişkilerde vicdanlı ve adaletli olmak gerekir.
Doğan Cüceloğlu, şöyle diyor:
“İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite, kendi vicdanıdır.”
X X X
Yalnızlık, zaman zaman insana huzur verir.
Yanlış kişilerin eseridir, yalnız kişiler…
Charlie Chaplin, “Sessizlikten zevk alabilenler, dünyanın en mutlu kişileridir” diyor.
X X X
İyi insan mutluluk, kötü insan tecrübe, yanlış insan ders, mükemmel insan iz bırakır.
Gerçek dostluk ise özel bir duygu.
Kan bağıyla bir ilgisi yok. Başın sıkıştığında kimi arayabiliyorsan, “AİLEN” odur.
X X X
Yazımızın sonunda biraz da gülümseyelim.
Samsun operası, Trabzon’da, “Bir Tenor Aranıyor” isimli oyunu sahnelemiş. Kentin görünür yerlerine afişler asılmış. Afişi gören 12 kişi başvurmuş. “Tenor nedir bilmiyorum ama elimden her iş gelir” demişler.