Yaşı 50 civarında olanlar, eskiden köyde kentte kurulan panayırları ve o panayırlarda gösteri yapan çelik tel üzerinde yürüyen `cambazları` iyi hatırlarlar
Düşmeyeceklerini bilseler de zeminde mutlaka koruyucu bir `ağ` bulundururlar
Yani `garantiye` almaktır kendilerini.
Sözlük anlamında, telde oynayan cambaz ve mecaz olarak çok `kaypak` davranan kimse, ya da, "Deli gömleği giyip ip üstünde irtifa garantili adımlar atandır" diye de adlandırılsalar da yaptıkları iş gerçekten bize göre zordur!
Ancak, onların hayatının bir parçasıdır yaptıkları
Yani, `acıtasyon`, `gösteri`, `alkışlanmak`, `menfaat` işlerinin bir parçasıdır
* * *
Nereye getirmek istiyorum konuyu, onu da açmaya çalışayım
Babadan Atatürkçü, Laik, Sosyal Demokrat düşünceli, önce `CHP`li, daha sonra `MHP`li, `Ülkücü` olan zat-ı muhterem kardeşimiz, şimdi `Biad` ettiği ismin hatırına `AKP`li olduğunu kanıtlamaya çalışıyor
Zaman zaman da, bir ip üzerinde yürümesi gereken cambazı unutuyor, iki telde gezinmeyi yeğliyor
Ama birşeyleri unutuyor!
Makamın, mevkiinin, şan şöhretin, sonradan isimlere eklenen lakapların, partilerin gelip geçici olduğunu, baki kalmayacağını
`Musalla Taşına` konduğunda, sorulacak soruya alacağı cevabı bilemeyeceği gibi
* * *
Tıpkı Turgut uyar`ın, Tel cambazının rüzgarsız aşklara varmasını anlatan, tel cambazının kendi başına söylediği şiirlerinin kahramanı gibidir
Tıpkı, cambazın kendi kendine tel üzerinde söylediği şiirin dizelerindeki gibi
*
Tel cambazı istiyordu ki dünya istediği gibi olsun.
Bile bile aldanmaya vardırıyordu işi
Ama olmuyordu
Kendisi vardı
Önce İstanbul vardı, o yoktu
Sonra bir gün çıktı geldi.
Bütün kapılar yerini buldu
Önce gözlüklerini çıkardı pencereye koydu...
Çantasından sigara paketini çıkardı koydu
Yalnızlığını çıkardı koydu
O zaman bütün aşklar bütün bulutlar geçti aklından.
*
Adı kimseye lazım değil!
Ben biliyorum ya
Kalın sağlıcakla
