Ruz-ı Hızır (Hızır Günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas'ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılarak kutlanmaktadır. Hıdırellez günü Miladi takvime göre 6 Mayıs,Rumi takvime göre de 23 Nisan olarak bilinir.6 Mayıs dan başlayıp 4 Kasım'a kadar olan süreHızır Günleri adıyla yaz mevsimini , 8 Kasım'dan 5 Mayıs'a kadar olan süre ise kış mevsiminioluşturmaktadır. Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelmektedir.
İsminden de belli olan Hızır günleri ,baharda aramızda dolanarak ,bolluk ve sağlık dağıtır.Baharla vücut bulan yaşamın ,tazelenmesini imgeler. Gercekten de öyledir.Baharla beraber,kış aylarının dayanılmaz yüklerinden kurtuluruz.Artık ısınma problemi yoktur.Kat kat giyinme ,üşüme , hastalık gibi dertlerimiz ,güneşin o güzel sıcaklığını hissetmeye başlamamızla kaybolur gider.
Ülkemizde de Hızır'a atfedilen özelliklerin başında Dertlilere derman ,hastalara şifa verir, Uğur ve kısmet sembolüdur, Mucize ve keramet sahibidir...
Hıdırellez gecesi , Hızır'ın uğradığı yerlere ,dokunduğu şeylere bereket ve bolluk vereceğiinancıyla, cüzdanlarımızın ağzı açık bırakılır,gül ağacının altına isteklerimizin küçük bir modeliniyapar, küçük kırmızı keseler hazırlayıp evimizin dışına asarız.Ateş yakıp dileklerimizin olması için üstünden üç defa atlarız.
Biz kadınlar bu tip şeylere daha bir meraklıyız galiba.Erkekler "nasıl olsa bizim hanım parayı da ,evi de çocukların geleceğini de dilemiştir"deyip pek bir rahattırlar böyle konularda.Nitekim de öyle galiba. Sabahın beşinde komşu ilçelerden bile gelenler varken, çocukların dışında bir tek erkeğe rastlamamış olmak bunun göstergesi sanırım.Umarım bu yıl, Hızır 'ın uğradığı yer bizim cüzdanlarımız olur.