Hilmi ÇETİN

Tarih: 29.11.2019 12:00

İLTİMAS MEŞRU GÖRÜLEMEZ

Facebook Twitter Linked-in

Türkçe´de iltimâs ?haksız yere adam kayırma, birine arka çıkma, ona ayrıcalık tanıma? anlamlarında kullanılmaktadır.
Birine herhangi bir konuda hak etmediği hâlde öncelik ve ayrıcalık tanımak, haksız da olsa ona arka çıkmak anlamlarına gelen ?iltimas?, adaleti ortadan kaldıran ve toplumsal huzuru bozan bir hastalıktır.
Yüce Allah, ?Kim iyi bir işe aracılık ederse, ondan kendisi için bir pay vardır. Kim de kötü bir işe aracılık ederse, onun için de buna denk bir pay vardır. Allah her şeyi gözetip karşılığını verir.? buyurarak iyi işe aracılık edene sevap, kötü işe aracılık edene günah yazılacağını ifade etmiştir.
İltimasın temelinde haksızlık ve zulüm vardır. İslâm, hakkı olmadığı hâlde bir şeyi elde etmek veya bir sorumluluktan kurtulmak için aracılar kullanmayı ve aracılık yapmayı yasaklamıştır. Zira bu takdirde başka birinin hakkını gasp etmek söz konusu olabilir. Bu da kul hakkı kapsamında değerlendirilir. Bu tür haksızlıklar sosyal hayatta veya kamu hayatında malların, hakların veya görevlerin dağıtımında yaşanabildiği gibi yargı alanında da gözlemlenebilmektedir.
Kur´an´da özellikle yargı işlerinde yakınlara iltimasta bulunma, zengin-fakir ayırımı yapma ve duygusal davranıp adaletten ayrılma yasaklanırken kişinin kendisi, ana babası ve yakın akrabası aleyhine de olsa şahitlik ederken doğruluktan sapmaması emredilir.(Nisa,135)
Yüce Allah Nisa 58´de ?Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.? buyurmaktadır.
Daha ehil biri varken başkasını göreve getirenlerin Allah´a, Resûlü´ne ve bütün Müslümanlara hıyanet etmiş olacağını bildiren Kutlu Nebî, yöneticileri resmî görevlendirmelerde ehliyet ilkesine göre hareket etmeye çağırmış, kayırmak suretiyle bir kimseyi göreve getiren yöneticileri de kınamıştır.
Kıymetli okurlar,
İslâm, adalet ilkesine aykırı olan, toplumsal huzuru bozan ve hak ihlâline sebebiyet veren iltimas ve adam kayırmayı yasaklamış, görevlendirmelerin adalet ve liyakat ilkesine göre yürütülmesini ve her konuda kul hakkının gözetilmesini istemiştir.
İslâm koyduğu ilkelerle işin ehil kimselere verilmesini sağlamak ve bu konuda iltimas, torpil, adam kayırma gibi haksızlıkları önlemeye çalışmaktadır. Bu ilkeler göz ardı edilip iş, ehli olmayan kimselere tevdi edildiğinde, bu kimseler üstlendikleri işi hakkıyla yürütemeyecekleri için, her şeyin düzeni kısa sürede bozulur, huzursuzluklar başlar, insanlar arasında güven duygusu zayıflar, hak ve adalet beklentisi ortadan kalkar ve neticede toplumsal bozulma meydana gelir.
Adalet ve eşitliğin sağlandığı toplumlarda ise toplumun fertleri arasında kardeşlik ve fedakârlık yeşereceğinden toplumsal düzen ve istikrar hâkim olur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —