EBU Yusuf, Hanefi mezhebinin 3 kurucusundan biridir ve Ebu Hanife`den
sonra ikinci en önemli kişisidir.
Bir gün Ebu Yusuf "Peygamberimiz kabak severdi" der.
Bu lafı söylediği ortamda bulunan bir kişi, bu lafın üstüne; "Ben kabak sevmiyorum." der.
Ebu Yusuf "Peygamber`in sünneti olan bir şeyi sevmeyen Peygamber`e karşı gelmiş olur, Peygamber`e karşı gelen Allah`a karşı gelmiş olur" der.
Allah`a karşı gelen kafirliğe dönmüş olacağı için Ebu Yusuf bu şahsın kellesinin kesilmesi için muşamba ve kılıç ister.
"Kabak sevmiyorum" izahına tövbe eden adam kellesini zor kurtarır. Bu olay Hanefi mezhebini savunan kitaplarda, Ebu Yusuf`un dini konularda ne kadar titiz olduğuna delil olarak anlatılır.
Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi, Ehli Sünnet İtikadı, s. 80).
* * *
BU Kıssadan Hisse`den yola çıkarsak...
"Kabak sevmem" diyen kişinin öldürülmesiyle, "Sizin yönteminizi beğenmiyoruz" diyen milyonlarca insanı öldürtmek istemeniz arasında ne fark var?
Size başkaldırmak, Allah`a ve onun Resulü`ne karşı gelmek mi oluyor?
Bunun tarifini nasıl yapacaksınız?
Eğer dini anlamada yönteminiz, ortaya konan hükümleri savunmaksa; o zaman tüm bu izahları da açıklamak zorundasınız.
Din Kuran`a eşittir, Kuran dinin tek kaynağıdır diyoruz.
Laik Türkiye Cumhuriyeti`ni savunanları dinden dönenlerin -mürtedlerin- aynı terazinin kefesinde görerek neden öldürülmelerini istemenizi de açıklamanız gerekmez mi?
Din, Allah tarafından insanlara gönderilen bir sistemdir.
O zaman "Dinin kaynağı nedir?" sorusu; Allah`ın beklentilerinin, isteklerinin, emirlerinin, tavsiyelerinin neler olduğunu doğru bir şekilde anlamamız için cevaplanmalıdır.
"Gezi" direnişinde kimse Allah`ı inkar etmedi ki!
Dinini de inkar etmiyor, bunun üzerine tek kelime bile edilmiyor.
Sizin yönteminiz ne?
Yöntemsiz, keyfi yaklaşımlarla din anlaşılır mı?
Dini yöntemsiz şekilde açıklamaya kalkmak; kendi görüşünü, gelenekleri, siyasal çıkarları dinselleştirmek değil de nedir?
Sormak istiyorum:
Bu hükumetin yaptıklarını beğenmeyenler dini bir suç mu işliyorlar?
* * *
ARAP asıllı Amerikalı Profesör İsmail Faruki aynı manaya gelen kendi tespitlerini şöyle ifade ediyor:
"İslam, ne bugünkü Müslümanların tavır ve yaşayışları, ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi, ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır. İslam Kuran`dır."
Sizin yaptıklarınız hangi kitaba sığıyor?
Bugün sizler tarafından sergilenen manzaranın Allah`ın diniyle, Allah`ın dininin tek kaynağı
Kuran`la çelişmesi anlamına gelmiyor mu?
Sonuçta Kuran`ın anlattığı din, insanların daha rahat yaşayabileceği, daha rahat uygulayabileceği, daha çok sevgi ve tolerans dolu bir yapıda değil midir?
Geniş halk kitlelerinden birçok İslam düşünürüne kadar pek çok kişi, bugün İslam adına sergilenenlerin düzeltilmesi gerektiğini düşünüp gerçek İslam`ın bunlar olmadığının anlatılmasını istemektedir.
Yani bu hareket, "Gezi direnişi sadece geniş kitleler Müslüman`lığı bıraksın, olsun, İslam`ı daha az sevsin diye mi ortaya çıkmıştır?
Yılların birikimidir bu hareketin çıkış noktası...
Şahsi, kültürel görüşler ve siyasal amaçlar çerçevesinde şekillendirildiğinde,. Allah`a ait olmayıp subjektif olan, yani insani olan hiçbir şey din olamaz.
Kullandığınız söylemler, üslubunuz, davranışınız, ikilik yaratma üzerinedir.
Yatak odamıza kadar girip öğüt vermeyi de mi Kuran emrediyor?
Halkın çoğunluğunu temsil ettiğinizi mi sanıyorsunuz?
Sizin söylediklerinizle bağdaşmayan Kuran`ı Kerim`de bununlarla ilgili binlerce ayet var.
Allah`a çağıran, yararlı işler yapan ve ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel söz söyleyen kim vardır? (Fussilet Suresi 33)
Allah pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır. (Yunus Suresi 100)
Hüküm yalnız Allah`ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur. (Yusuf Suresi 40)
Saygıyla, sağlıkla, sevgiyle kalın...
