Karda Yürümek ve Araç Sürmek

Her ne kadar senede üç beş gün gibi çok da uzun olmayan süreler içinde güncel yaşantımıza sınırlamalar getirmiş olsa da kar yağışı doğanın bir gereği. Dünyamızın var oluş tarihinden bu güne kadar dünya ile güneşin dans etmesi neticesi gerçekleşen bu dört mevsimlik serüven insanoğlunun yaşamı için çok önemli ve de çok gerekli. 
Son günlerde beyaz bir örtünün hemen hemen her yeri kapladığı bu karlı günlerde yollarda yürümenin zor olduğunu sanırım hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu yüzden de halk arasında karda yürümek çok zordur gibi çok dile getirdiğimiz bir söz de vardır.
Gerçekten karlı ve buzlu kaygan zeminlerde zaman zaman da olsa ihmaller sonucu veya aceleden çok da hazırlıklı olmadığımız durumlarda gerek araçlarımızla gerekse kişisel olarak kayma neticesinde karşılaştığımız tehlikeli durumlarda olabilmekte.
Bakınız özellikle ev ve apartman girişlerinde bulunan merdivenlerin dikkatle kullanılmadığı takdirde karlı veya buzlu havalarda ciddi kazalara sebebiyet verebilecekleri asla unutulmamalı. Bu arada karlı ve buzlu yollarda yürürken ellerimizin mutlaka serbest olması gerekiyor. Elim üşüyor, elim cebimde kalsın gibi bir düşüncenin de çok yanlış olduğunu, azıcık bir kayma sonucu yere düşmelerde ise kırık ve çıkıkların kolaylıkla olabileceği hususunun akıllardan çıkartılmamalı diyor uzmanlarımız. Bir de yürüyüş esnasında adımların kısa kısa atılması ve vücudumuzu sıkarak değil gevşeterek yürümemiz gerektiği ifade edilmekte.
Ve gelelim araçlarımızın karlı yollarda kullanılmasına. Öncelikle sadece bu konuda değil diğer bir çok konuda  sık sık dile getirmekte olduğumuz şu `bir şey olmaz` felsefi yaklaşımını terk etmemiz gerekiyor.. Örneğin kabak lastiklerin kullanılması veya zincir takmamak gibi kaza olasılıklarını arttıran ihmallerimizden sıyrılmamız gerekiyor artık.
Bakınız bunun en son örneğini Ecz. Sedat Önder anlattı. Geçtiğimiz, Çarşamba günü sabah iş yerine, yani Erdek`e gelirken Murat Bayırından aşağıya inemiyor Sedat Önder. Bakıyor ki yol kaygan ve tehlikeli hemen aracını sağa çekip yoldan dışarı çıkıyor ve beklemeye başlıyor. Bu arada yine Bandırma`dan gelen ve bu sefer aşağıya inmek isteyen bir başka aracı ise trafik polisimiz durdurarak bayırdan inmesinin tehlikeli olacağını, bunun için de bir süre beklemesini istiyor araç sahibinden.  
Ama araç sahibi vatandaşımız kendisinin tecrübeli olduğunu, kolaylıkla aşağıya inebileceğini söyleyerek ısrarla bayırdan aşağıya inmek talebinde bulunuyor ve aracını aşağıya doğru yürütüyor. Ve çok geçmeden araç kayarak yol kenarındaki direklere vurarak ancak durabiliyor.
Maalesef bir çoğumuzun çok sıkça yaptığı gibi kendimize olan aşırı güven duygusuyla bize bir şey olmaz inancı yan yana gelince sınırları zorlamada üstümüze yok gibi bir durumla karşılaşıyoruz. Sonra kazalar oluyor ve ardından üzüntüler, iş kayıpları falan derken hiç yok yere kayıplarımız çoğalıyor bu yaşam içinde.
Sonuç olarak hayatı ciddiye almakta büyük yararlar var. Bir şey olduğunda zaman makinasını geriye sarmanın da mümkünatı yok. Dolayısıyla güncel yaşamı şanslara bağlı olarak değil daima evrensel doğrular üzerine oturtmaya çalışarak az hatalı olmaya bakalım diyorum. Esen kalınız.