Birinci KISSADAN HİSSE Makedonya Kralı Filipos ve oğlu İskender`in hikayesinden alınmıştır
BİR AT varmış, öylesine azılıymış ki kimse sırtına binemiyormuş
Hayvan. Bütün binicilerini üstünden atıp benzetmiş; kiminin çenesini, kiminin kolu, kiminin bacağını kırmış!..
Hani şu Amerikan filmlerinde `rodeo` denilen `zanaatın` ustalarını izliyoruz ya!.
Onlara benzer ne kadar Makedonya kovboyu varsa azgın atı bir kez deneyip derslerini almışlar, toprağı öpmüşler!..
İSKENDER, atla binicilerini izlerken görmüş ki, hayvan GÖLGESİNDEN ürktüğü için azıyor.
Bunun üzerine atın sırtına atlayıp güneşe doğru sürmüş
Arkaya düşen gölgeyi görmediğinden ürkmemiş BEYGİR!...
Durulmuş
İSKENDER`in BUYRUĞUNA girmiş, herkes de bu işe şaşırıp kalmış!..
* * *
Çoğu zaman yalnız at değil, İNSANOĞLU da kendi gölgesinden ürkek, korkar, azgınlaşır!.,.
Böyle durumlarda en iyisi sanırız, yüzünü güneşe karşı dönmektir
Çünkü kendi gölgesinden korkan adam!..
Güneşe, bir başka deyişle AYDINLIĞA, daha bir başka değişle de GERÇEĞE sırtını dönen kimsedir!...
ÜRKÜP AZGINLAŞMASI da bundadır
* * *
İkinci KISSADAN HİSSE de Hintli bir ermiş ile öğrencileri arasında geçen;"ÖFKELENİNCE NEDEN BAĞIRIRIZ! adlı hikayesindendir.
Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş
Öğrencilerine dönüp, "İnsanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar" diye sormuş
Öğrencilerden biri, "Çünkü sükunetimizi kaybederiz" de-yince...
Ermiş, "Ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız?
O kişiye söylemek istediklerimizi daha açık ve alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?" diye tekrar sormuş
Bu konuşmalar uzayıp gitmiş
Daha sonra Ermiş, öğrencilerine bakarak son cümleyi söylemiş
"Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına menfaat için mesafe girmesine izin vermeyin...
Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun...
Aksi takdirde mesafenin arttığı böyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz"!...
* * *
Birinci `Kıssadan Hisse`den anladığımız, kendi gölgesinden korkan adam!..
Kendisi korktuğu için başkalarının da korktuğuna inanır...
Aklında hep `aykırılıklar`, `hin`likler olduğu için gerçeği hiç bir zaman kabullenemez...
Güneşe, bir başka deyişle AYDINLIĞA, daha bir başka değişle de GERÇEĞE sırtını dönen kimsenin ne zaman ve nerede hangi davranışta bulunacağını kestiremeziniz...
İşte, ÜRKÜP AZGINLAŞMASI da bundadır
İkinci `Kıssadan Hisse`nin ne demek olduğu yeterince açık...
"Konuşmasını" bilmemiz gerektiğine öner.
Seygıyla, saglıkla, sevgiyle kalın...
