,
Bugün, 11 Mayıs 2025 Pazar

ALAADDİN BABUCÇU


KONSTANTİNAPOLİS’ DEN GÜNÜMÜZE

Bundan beş yüz yetmiş yıl öncesi: Kostantinapolis veya Konstantinye diye bilinen şehirde,


Bundan beş yüz yetmiş yıl öncesi: Kostantinapolis veya Konstantinye diye bilinen şehirde,
600 kilograma yakın taş gülleleri ses hızına yakın atan devrin mühendislik harikası Şahi  ve irili ufaklı Balyemez toplarının,70 kadarının karadan yürütüldüğü  300 parça donanmanın, 150 ila 200 bin civarı savaşçının 53 gün sürecek ve şehrin altını üstüne getirecek o kasırgayı haber veren ayak sesleri duyulduğunda şehirdeki tartışma konusu ne yaparız, ne ederiz den çok, meleklerin erkek mi, yoksa dişi mi olduğu yönündeydi. 
‘1453’ lerin cehaleti, hurafesi, ve gafletiydi.’ Diyebilirsiniz. Yıl 2023 İstanbul, bölgemiz, Ve hatta ülkemiz için Şahi ve Balyemez toplarına rahmet okutup, yıkım gücünü milyar kere milyar defa aşan, ölümün, perişanlığın, ve yıkımın ayak sesleri ile kara gölgesinin, herkesçe bilinen, tabii felaketlerin; sıcak dalgalarının, sellerin, kuraklıkların, ve kadim şehri kuşatma altında tutan o büyük depremin şifresini  çözemediğimiz geri sayımı devam ederken, biz neleri tartışıyoruz ve nelerin peşindeyiz.: Tövbeler kime yapılmalı, kabul makamı şeyh mi Allah mı? Kızlar ve erkekler aynı okulda, aynı sınıfta okusunlar mı, okumasınlar mı? Festivaller günah ve ahlaksızlık mı, yoksa değil mi…?
Küresel ve bölgesel afetlerin kuşatmasındayken bu ve buna benzer konulara ekonomiden de bir örnek:  Epistomolojik kopuş ile kağıt üzeri kastedilenlerin bilgi kaynakları lle, yöntemlerin, ve   sınırlarının çoğaltılması, yani bilimsel ve gerçekçi metotlar söz konusu  iken,  gerçekte tercih edilen Nass ve Pass gibi bilim ve bilgi dışı uygulamaları, haram-helal penceresinden tartışırken, kendimizi  enflasyon girdabının dibinde bulmadık mı? Ben bu cümleleri kurmaya, sizler de okumaya çalışırken, sellerden yangınlara, kuraklıktan depremlere ve açlıktan ekonomik çöküşe kadar her türlü felaketin kuşatması hız kesmeden, gözümüzün içine baka baka devam ediyor. Bu o kadar Önemli mi? Şu beş,  on ay boyunca halletmemiz gereken çok daha önemli işlerimiz var !
Sadece sandık olarak belletilen, seçimlerden sonra ancak kağıt üzerinde adam yerine konan  halkın, görüş ve tepkilerinin değerlendirileceği hiçbir mekanizmanın kurulmadığı, uyduruk demokrasi ve aslında hakları, ödevleri, özgürlükleri, ve en önemlisi yönetenlerin sınırlarını belirleyen, vatandaş ile yönetenlerin temel kontrat belgesi olan, yazık ki deline deline Bizans surlarına benzeyen anayasaya rağmen, örneğin; belediye seçimlerini kim alacak? Hangi parti,  hangi yönetici, hangi aday, değişim mi, dönüşüm mü…? İşte iş bu.
Buzulların hacminin gün itibarıyla %50 azalmış olması sonucu, göllerin kuruması ve denizlerin (tuzlu suyun) yükselmesi; neticesinde  toprak kayıpları, ve tatlı su kaynaklarının tuzlu su  ile karışması, iklim değişikliğiyle zararlı böcekler, virüs ve bakteri mutasyonlarının (değişimlerinin) tarımda ve sağlıktaki yıkıcı etkileri, ortalama sıcaklığın 3 C. derecenin üzerine çıkması ile Ekvator kuşağının 500 km. kutuplara doğru genişlemesi söz konusu iken, İstanbul’un  Ankara’nın  Mısır ve Suriye’nin iklimine sahip olması ile karşılaşacağımız sosyal, kültürel ve ekonomik sarsıntılar kimin umurunda ! 
Ehemi (hayati olanı) mühime (önem arz edene) tercih edemeyen, akıl ve bilimi en hakiki rehber olarak düşünmekten vazgeçmiş toplumun, onun yöneticilerinin ve hatta muhalefet denilen oluşumun tepkisel eksikliği ve tamamen duygusal (!) değerlere itibarlarıyla elde olanların  bir bir yabancılara satılması, Konstantinapolis surlarında gedik açan toplar gibi ekonominin çeperlerini parçalarken, yazıyı  İstanbul’un fethi esnasında geçtiği  rivayet edilen bir anlatı ile bitirelim.
Almayı başardığı Konstantinapolis’de yaşadığı söylenen bir kahine danışan 
II. Mehmet,şehrin Osmanlılarda kalıp kalmayacağını sorar. Kahin, şehrin hiçbir zaman savaşla işgal edilemeyeceğini, fakat zamanla şehirdeki malların, mülklerin yabancılara satılacağını, bir zaman 
sonra şehrin adeta yabancı toprağı olacağını söyler. Bunu duyan padişahın  öfkelenerek şu bedduayı ettiği söylenir. ‘Kendi arazilerini yabancılara satanlar Allahın gazabına uğrasın!
II. Mehmet bugün Osmanlı torunu olduklarını söyleyenlerin devlet eliyle tersaneleri, fabrikaları, limanları, hastaneleri ve arazileri yabancılara nasıl da haraç mezat sattıklarını duysaydı, acaba hangi duayı ederdi? Allah korusun diyerek, kulağımızı çekip tahtaya mı vuralım, amin mi diyelim? Cevabı akıl, bilim ve erdemle. 
Esen kalın.  
 

  • BIST 100

    9390,51%1,20
  • DOLAR

    38,74% 0,39
  • EURO

    43,40% 0,27
  • GRAM ALTIN

    4146,90% 1,06
  • Ç. ALTIN

    6711,63% -0,27
  • Pazar 17.3 ° / 6.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 20.2 ° / 7 ° Güneşli
  • Salı 18.8 ° / 6.7 ° false

Balıkesir

11.05.2025

  • İMSAK 04:11
  • GÜNEŞ 05:51
  • ÖĞLE 13:10
  • İKİNDİ 17:02
  • AKŞAM 20:19
  • YATSI 21:52