Cevap kapattırandan (Kinyas Kartal) geliyor!
"Ben kapattırdım köy Enstitülerini
Ben toprak ağasıyım
200`e yakın köyüm var
Bu köylerdeki halk bana tapar
Ne işi varsa bana sorar."
Bir gazete yazarının dönemin Van milletvekili Kinyas KARTAL ile yaptığı bir röportaj
> Köy enstitüleri komünist yetiştirdiği için mi kapatıldı?"
"Hayır, beni babam Moskova Üniversitesi`nde okuttu komünizmin ne olduğunu ben gayet iyi biliyorum.
Köy enstitülerinde komünizmi bilen kimse yoktu."
> Peki, karma eğitimden dolayı mı kapatıldı?
"Hayır. Bu da değil bütün dünyada okullar karma eğitim kız erkek beraber okuyor."
> Peki ya neden?
"Ben kapattırdım köy enstitülerini.
Ben toprak ağasıyım, 200`e yakın köyüm var. Bu köylerdeki halk bana tapar. Ne işi varsa bana sorar.
Evlenecek, boşanacak, askere gidecek, mahkemesi nesi varsa gelir bana danışırdı.
Ama köy enstitüleri açıldıktan sonra 5 köyüme köy enstitüsü mezunu geldi ve bu köylerden artık kimse bana gelip danışmamaya başladı.
Ben düşündüm 200 köyümün hepsine köy enstitüsü mezunu gelirse benim ağalığım ne olur, sıfıra düşer!
Öyleyse benim harekete geçmem gerekir dedim ve doğudaki bütün ağalara telefon ettim onları topladım.
Bir de batıdan buldum Eskişehir`den Emin Sazak.
Sonra Menderes`le pazarlığa gittik. (Yıl 1950 seçimlerin olacağı zaman)
Dedik ki Köy Enstitülerini kapatırsan şu gördüğün doğudaki tüm toprak ağaları ve batıdan Emin Sazak`ın oyları sana. Kapatmazsan oy yok"
*
..ve Menderes de 1950`de iktidara gelir gelmez köy enstitülerinin temelini sarsmaya başladı.
Demokrat Parti iktidara geldikten sonra 27 Ocak 1954`te çıkarılan kanunla Köy Enstitüleri kapatılarak günümüze ve geleceğe ışık saçacak güneşimiz resmen batırıldı.
Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, fırsat ve imkân eşitliği sağlanırdı.
Ezberleyen öğrenci değil de okuyan, üreten, düşünen öğrenciler başarılı olurdu.
Öğrenciler okullarına cep harçlıklarıyla değil emekleriyle "katkı" yaparlardı.
Demokrasi sadece kitaplardaki tanımlarda değil yaşamın ta içinde olurdu.
Daha nitelikli öğretmenler yetişirdi.
Öğrenciler verilenle yetinmez, araştırır, bulur ve tartışırlardı.
Boş zamanlarını müzik dinleyerek değil enstrman çalarak; takım fanatikliği ile değil, spor yaparak değerlendirirlerdi.
Ben de Köy Enstitülerinden sonra hayata geçirilen İlköğretmen Okulunda öğrenim gördüm
Şu an çalamasam da kemanla orada tanıştım
Tarım derslerini sevdirdi öğretmenlerimiz, sevdik hepsini
Nöbetçi Öğretmen kolluklarını bile taktığımız oldu
Bir alt sınıflara ağabeylik yapmak için
Sporun tüm dallarının zevkini orada yaşadım
Arkadaşlığın ne anama geldiğini orada öğrendik
`Devlet Baba` vardı yanımızda
İğneden ipliğe, ne varsa üstümüzde, `Devlet Baba`ya aitti
Yatılı okul hayatını orada öğrendik, öğretmenlerimize saygıyı da elbette
Staja gittiğimiz köylere tüm bu saydıklarımızı götürürdük
Şimdi mi ne oldu?
Biz şu an sadece matematik problemlerini hızlı çözen çocuklar yetiştiriyoruz.
Hepsi bu
Ötesi yok
*
Hasan Ali Yücel, ne güzel söylemiş
"Köy Enstitülerinin bütün günahı omuzlarıma, sevabı başkalarına olsun.
O kurumların günahı bile bana yeter."
Saygıyla, sağlıkla, sevgiyle kalın