ERDEK MÜFTÜLÜĞÜ


KUR´ÂN´DA ALLAH


Mekke´de nâzil olan ayetlerde ?rab? kelimesinden sonra en fazla kullanılan isim ?Allah?tır. Kur´ân´daki kelimelerin anlambilimini (semantik) inceleyen Izutsu´nun deyimiyle ?Allah? ismi, Kur´ân´da mevki ve önem bakımından başka hiçbir kelimenin önüne tekaddüm etmeyen en üst bir kelimedir. Allah kelimesinin kökeni (etimolojisi) hakkında farklı görüşler yapılmıştır. Bazıları bu kelimenin herhangi bir kelimeden türemeyip sözlük manası taşımadığını, sadece hakiki anlamda ibadet edilecek varlığın özel ismi olduğu fikrini benimsemiştir. Diğer bazıları ise Allah kelimesinin ?ilah? kelimesinden türemiş olabileceği üzerinde durmuştur. Söz konusu bu görüşe göre Allah kelimesi ?ilah? kelimesinden türemiş olup ilah kelimesi ?kulluk etmek? manasındaki ??? -????- ???? ya da ?hayret etmek, kalpten bağlanmak, gönülden sığınmak, tapınmak, yüceliği karşısında hayretler içinde kalmak, gönülden bağlanmak ve sığınmak? anlamındaki ????-????-???-???? kökünden türediği ileri sürülmüştür. Diğer bir görüşe göre Allah kelimesi ?gizlenen, duyu idrakinin üstünde olan? anlamındaki ???-???? kökünden türemiş ?duyu organlarıyla kavranamayan, duyu idrakinin ötesinde bulunan? anlamında olduğuna işaret edilmiştir. Tüm bu görüşler bir arada değerlendirildiğinde, Allah kelimesinin ?ilah? kelimesinden türediği, dolayısıyla Allah kelimesinin kendisine tapınılan, yarattıkları canlılar sebebiyle kendisine hayret edilen, duygu idrakinin çok ötesinde olan? gibi anlamlara sahip olduğu söylenebilir. Bu mesele bir tarafa, Kur´ân´a ilk muhatap olan insanların Allah inançları olduğu bilinmektedir. Ancak onların Allah inançları, diğer bazı kutsal varlıkların da bu inanca ilave edilmesiyle tek Allah akidesine gölge düşürmektedir. İlk İslâmî döneme ait orijinal rivayetleri muhteva eden, ayrıca nesep âlimi ve tarihçi olan İbnü´l-Kelbî´nin (ö. 204/819) Kitâbu´l-Esnâm ve İbn Habîb´in (ö. 245/860) el-Muhabber adlı eserlerinde bildirdiklerine göre, onların şirk inancının kelimelere yansıması şu şekilde olmuştur: ???? ????? ???? ???? ?? ???? ?? ??? ???? ?? ?? ????? ??? ??? (Buyur Allahım buyur! Senin ortağın yoktur; ancak bir ortağın vardır. (Hubel, Lât, Menât, Uzzâ) O da senin hükmündedir. Sen ona ve onun sahip olduklarına maliksin) şeklinde telbiyelerle (seslenmelerle) Allah´a şirk koşarlardı. Kur´ân´da´ki bilhassa Mekkî surelerdeki Allah anlatımlarına bakıldığında, vahyin nüzulüne şahit olan insanların Allah tasavvurları hesaba katılarak Allah anlatımları yoğun bir şekilde işlenmiştir. Çünkü onların zihninde Allah fikri mevcut olmakla birlikte bu düşünce onların uygulanabilir hayatlarında hemen hiçbir karşılığı yoktu. Felsefî terminolojiyle ifade edilecek olunursa, onların bu inancı deizm şeklinde tarif edilen bir görüşe karşılık geliyordu. Bu inanca reddiye bağlamında, Kur´ân´da Allah merkezli (teosentrik) bir dil dizgesinin derin bir şekilde işlendiğine şahit olunmaktadır. Başka bir ifadeyle, Kur´ân´da zerreden-küreye, mikro organizmadan-makro organizmaya kadar tüm varlığın merkezinde Allah´ın olduğuna dair ifadelere çok sık yer verilmiştir. Bu sebeple, ?Allah´ın dilediği her şeyi yapması?, ?Dilediğini hidayete ulaştırır, dilediğini yanıltır?, ?Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz?, ?Bedir savaşında düşmanı siz değil, Allah öldürdü?, ?Sizin yaptıklarınızı da Allah yarattı?, ?Dilediğine azap eder, dilediğini affeder? gibi anlatımlardan hareketle Allah´ın kendisinden hesap sorulmayan, dilediği gibi hareket eden bir varlık olduğu akla getirilmemelidir. Az önce de izah edildiği gibi zikredilen ayetlerde Allah-merkezli bir üslubun hâkim olduğu görülmektedir. Allah merkezli dilin Kur´ân´da bu kadar ön plana çıkması Kur´ân´ın ilk muhatapları olan insanların hâkim şirk inancıyla ilgili bir özelliktir. Zira her ne kadar Allah´sız olmasa da Allah fikrinin hemen hiçbir fonksiyonu olmadığı müşrik dünya görüşü karşısında bu gibi anlatımlarla Allah her şeyin merkezine konulmuştur. İşte bunun içindir ki Allah, varoluşsal düzlemdeki bütün zincirleri birbirine bağlayıp anlam kazandıran bir unsurdur. Kur´ân, tabiat ve tabiat düzeninin düzenli çalışmasını yüce bir varlığı işin içine koyarak anlatmıştır. Fazlur Rahman´ın da (ö. 1988) tarif ettiği gibi Kur´ân Allah´ı ispat etmez; fakat kâinattaki varlığını kullanarak Allah´a şirk koşulmaması gerektiğini gösterir.
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ ?İFTAR?
Sözlükte fatr ?yarmak, kesmek; yaratmak, icat etmek?, bu kökten türeyen iftâr ve fıtr kelimeleri diğer bazı anlamların yanı sıra ?orucu açmak, oruçluya orucu açtırmak, başlanmış bulunan orucu bozmak veya hiç oruç tutmamak? gibi mânalara gelir. Oruç yasaklarının bittiği vakittir. Hadislerde, vakti girdikten sonra oruçlunun iftarda acele etmesi ve orucunu hurma veya tatlı bir şeyle yahut su ile açması tavsiye edilmiş, Resûl-i Ekrem bunu bizzat uygulayarak akşam namazını kılmadan önce birkaç hurma ile orucunu açmıştır.
YÜCE ALLAH BUYURUYOR Kİ:
?Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah´ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O´na döneceksiniz.? Yasin,83
HZ.PEYGAMBER BUYURUYOR Kİ:
"Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur."
CEVABI NE?
Tesbîhat yapmadan camiden çıkmak caiz midir?
Tesbîhat, münferit olarak yapılabileceği gibi, cemaat hâlinde de yapılabilir. Namazdan bağımsız ve müstehap bir ibadet olduğu için tesbîhatın terk edilmesi namaz için bir eksiklik sayılmaz. Bu bakımdan namaz kılındıktan sonra tesbîhat yapmadan camiden çıkmanın caiz olmadığı söylenemez. Fakat Yüce Allah´ı anmak ve sevap kazanmak için bunun büyük bir fırsat olduğu da unutulmamalıdır.
NASIL DUA EDELİM?
?Allah´ım günahlarımı bağışla, işerimde kolaylık ihsan eyle, evime genişlik ver, rızkımı bereketlendir.?

  • BIST 100

    10634,01%0,54
  • DOLAR

    42,24% 0,06
  • EURO

    48,94% 0,01
  • GRAM ALTIN

    5615,59% 0,18
  • Ç. ALTIN

    9300,75% 0,02
  • Çarşamba 17.5 ° / 12.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 16.4 ° / 9.6 ° false
  • Cuma 14.5 ° / 5.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

12.11.2025

  • İMSAK 06:17
  • GÜNEŞ 07:42
  • ÖĞLE 12:58
  • İKİNDİ 15:39
  • AKŞAM 18:03
  • YATSI 19:23