Bugün, 27 Aralık 2024 Cuma

ALAADDİN BABUCÇU


MİLENYUMLAR, ÖĞRENME VE KARANLIK

İsa’dan sonra üçüncü bin yılı yaşamaya başladık.


İsa’dan sonra üçüncü bin yılı yaşamaya başladık. Milat olarak kabul edilen bu doğumdan da önceki   zamanların kayda değer, insanlığın en önemli, tek aşaması olan, henüz yazmanın, konuşmanın bile doğru dürüst olmadığı, iki ayağı üzerinde dik durmasının  haricinde pek de zihinsel yetenekler geliştirememiş  modelinden (Homo Erectus döneminden) binlerce, on binlerce yıl sürecinde öğrenme yeteneği, zekası olan, bilgi ve deneyim biriktiren, bulduğu yazı ve matbaa gibi dönüm noktalarıyla kendini aşan bir yapım bilgisine(teknolojiye) erişen, zeka, mantık ve nihai teknoloji ile denizlerin en derin yerlerinden, uzayın karanlık ve ücra köşelerinde bulunmayı kendine hedef seçen, kazandığı bu melekeler ve birikimle olmazları oldurmanın sınırlarını zorlayan, bilen insan modeline (Homo Sapiens’e) erişmenin göz kamaştırıcı çağında, üçüncü bin yılda, tam anlamıyla ‘olmaz, olamaz’ diyebileceklerimizin baş döndürücü  bir hızla gerçekleştiğine, şaşkınlık, hayranlık, biraz endişe ve korku ile tanıklığımız sürmekte…
İki ayağımız üzerinde durmamızı sağlayan temel sinir sistemimizin oluşumundan sonra; şiir yazmamızı, ve uzaya çıkmamızı mümkün kılan, öğrenen, öğreten insan modeli için şart olan beynin dış tabakasının (korteks’in) gelişimi ile elde ettik ses duvarını onlarca kez aşarak uzaya çıkan araçları, bir sanal tuşa dokunduğumuzda binleri buhar edecek silahları, öğrenebilirler mi diye daha yüz yıl önce merak ettiğimiz makinelerin (bilgisayarların) bırakın öğrenmeyi, bize öğretir hale geldiklerini, yani yapay zekayı, covid salgınıyla beraber ismini duyduğumuz, çoğumuzun Alman aşısı diye bildiğimiz  ‘m RNA’ (messenger- ribo nükleik asit) aşısı ile en temel ve küçük yaşam formu olan biyolojik hücrenin bile hastalığı tanır, öğrenir duruma geldiğini ve hayvanların dahi birçok şeyi öğrenmeye başladığı yeni bir milenyumun (bin yılın) başında olmamız, karanlık, hurafe ve cehaletten; kısacası, orta çağdan uzak olduğumuz anlamına gelmez!
Yeterince karamsar ve kaygılı olmak için her türlü melanet ve emareler hem ülkemiz, hem de dünya çapında sapkınlık ve şiddetin gölgesinde vücut bulmaya başlamışken, bir başka deyişle, aklın, bilimin ve erdemin çöpe atılmasından sonra kanlı cenneti yaratmak için ‘Armageddon’ ile, (dünyayı cehenneme çevirecek savaş ile) kusursuz kızıl renkte doğacak buzağılardan sonra kılıcını kuşanarak, gezegendeki kötülükleri bitirmek üzere üç bin yıl sonra dünyaya geri gelecek İsa’yı bekleyen felsefe abidelerinin(!) sekiz milyara yakın nüfusuyla dünyayı uçuruma sürükleyecek hayalperest projelerine insani, dini, ahlaki ve bilimsel değerleri sulandırma ve hurafelere boğma pahasına destek veren içimizdeki Şeytan evliyalarının ‘çerez’(!) projelerinin yanında, ticaret ve şirk evliyalarının sözde inandıkları Allah’ın mutlak gücüne karşı üretip sattıkları yanmaz kefenler ve terlikler ile vicdanları hesap vermekten uzak tutma ve rahatlatma gayretleri sizce nasıl bir yeni bin yılın habercisi? 
Ahlaksızlıklar, toplumsal bozulmalar, ülkeler arası problemler ve savaşlar, hurafeler, istismarlar  ve israflar her dönemin, geçmişin de gelir- geçer sorunlarıyken, bugün için bunların çok daha büyük tehlikeye dönmesinin ana yardımcıları olan; düşmanlaşan iklim değişimlerini, yeni pandemilerin ve ekonomik sarsıntıların girdabındaki dünya nüfusunu ve aklınıza gelecek veya gelmeyecek birçok sebeple ateşlenebilecek başımızın üzerindeki binlerce nükleer, kitle ölüm silahlarını düşündüğümüzde, on binlerce yıl önce dik durarak başladığımız sürecin sonunda sürünür hale gelebileceğimizin resmidir görünenler.
Hücrelerden hayvanlara, makinelere kadar öğrenmenin yapılabildiği bir evrende, araştırmayı, sorgulamayı, öğrenmeyi ve günü nasıl kurtarırımın haricinde düşünmeyi bir kenara bırakmış, sayısı hayli  kabarık, dünyadaki ve ülkemizdeki bu güruh ve bunlardan; cehaletten, hurafeden, karanlıktan, akıl, bilim ve fazileti rehber edinmişlere küfür eden, yalan, istismar, sömürü ve hak yemekten beslenen bir kısım yönetici ile olsa olsa bu milenyumda istikbalin sembolü gökyüzü kafamıza geçer. Daha Mart ayında yirmi dereceyi aşan sıcaklıklar, kaynayan dünya barışı, günden güne çamura batan ekonomi, eğitim, ve adalet ile alt üst olan sosyal dengeler artık bir şeyleri öğrenmemiz gerektiğini söylemiyor mu?
Beklediğimiz esenlik: Armageddonlar, çakma ve hayali kurtarıcılardan ziyade, akıl, bilim ve erdemi en hakiki rehber kabul edenlerle, fazilet yönetimi Cumhuriyetin ana ekseni olan ulusal egemenliğin değerini daha çocuk yaşta anlayıp, kutlayan vefalı insanlar ile gelecektir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

  • BIST 100

    9949,01%0,33
  • DOLAR

    35,14% -0,21
  • EURO

    36,70% 0,14
  • GRAM ALTIN

    2978,29% 0,52
  • Ç. ALTIN

    4794,85% -0,07
  • Cuma 5.9 ° / 3.2 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cumartesi 6.7 ° / 4.1 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazar 6.5 ° / 5.3 ° Orta kuvvetli yağmurlu

Balıkesir

27.12.2024

  • İMSAK 06:49
  • GÜNEŞ 08:21
  • ÖĞLE 13:10
  • İKİNDİ 15:29
  • AKŞAM 17:49
  • YATSI 19:16