(es-selâmü aleyküm: Selâm sizin üzerinize olsun, Allah sizi her türlü kaza ve belâdan korusun)
Sevgili okurlar, sözlük anlamı ile dua ?çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek? demektir. Dinî bir terim olarak ise, insanın bütün benliğiyle Allah´a yönelerek maddî ve manevî isteklerini O´na arz etmesidir. Temeli, insanın Allah´a hâlini arz etmesi ve O´na niyazda bulunması olduğuna göre dua, Allah ile kul arasında bir irtibattır. Duada daima tâzim (Allah´ı yüceleme) ve tâzimle birlikte istekte bulunma anlamı vardır. Dua aynı zamanda zikir ve ibadettir.
Kıymetli okurlar, duanın kabul edilmesi için şu hususlara riayet edilmesi istenmiştir:
Duadan önce tövbe ve istiğfar edilmelidir. Çünkü günah işleyen, haramlardan uzak durmayan bir kulun duası kabul edilmeye layık değildir.
Duaya Allah´a hamd, Peygambere salât-ü selam ile başlanmalı; yine salât-ü selam ve Allah´a hamd ile bitirilmelidir.
Duada yapmacık sözlerden kaçınmak lazımdır. Duanın, içten, alçak sesle, hüzünlü ve tazarru ile (yalvararak) yapılması dua adabındandır. Nitekim Kur´an-ı Kerim´de, ?Rabbinize yalvararak ve için için dua edin?? (A´râf, 7/ 55) buyurulmaktadır. İçtenlikle ve samimi olduğu sürece, sesli olarak dua edilebilirse de, sessiz olması daha uygundur.
Dua etmeye devam etmeli bir mümin, ettiği duanın kabul edilmesi hususunda aceleci olmamalıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: ?Sizden herhangi biriniz ?dua ettim de kabul olunmadı´ diyerek acele etmediği sürece duası kabul olunur.?
Umut ve korku içinde dua edilmelidir. Kur´an´da şöyle buyurulmaktadır: ?Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.? (Enbiyâ, 21/90)
Dua ederken zaman seçimine de dikkat edilmelidir. Dua her zaman yapılabilirse de bazı vakitlerde yapılması, duanın daha çabuk kabul edilmesini sağlar. Arefe günleri, Ramazan ayı, cuma ve kandil geceleriyle ezan okunurken, ezan ile kamet arasında, seher vakitleri ve farz namazlardan sonra yapılan dualar daha çok makbuldür.
Kıbleye dönerek ellerini kaldırıp dua etmek de dua adabındandır. Dua sırasında avuç içleri yukarıya gelecek şekilde elleri açık tutmak, istek ve niyazın anlamına uygun bir hâldir. Ancak Resûlullah´ın ellerini kaldırmadan da dua ettiği rivayet edilmiştir. Dua sırasında normal olarak omuz hizasına kadar kaldırılan ellerin arası normal aralıkta tutulur. Dua sonunda elleri yüze sürmek de sünnettir. Duaların başında, aralarda ve en son ?âmin´ denmesi de sünnettir. Âmin, ?kabul buyur? demektir.
Huşû ve hudû (sükûnet ve tevazu) ile Allah´tan sakınarak ve kabülünü umarak dua etmeli Mümin ve duasına Yüce Allah´ın mutlaka icabet edeceğini bilmeli. Yüce kapıdan hiç ayrılmamalı; dua edebilen bir kalp, dil ve şuur lütfettiği için ayrıca yüce yaratana şükretmelidir.
Selam ve dua ile?