ÖNDER BALIKÇI

Tarih: 22.08.2010 00:00

Nurettin Öztürkü kutluyoruz

Facebook Twitter Linked-in

Bandırma ve yöresindeki arkeolojik kazıları yıllardır izliyorum. Bandırma`ya bağlı Ergili Köyü`nün Hisartepe mevkiinde, 1988 yılında başlatılan arkeolojik kazılarda, Kültür Bakanlığı`nın yetersiz ödenekleri nedeniyle "arpa boyu" yol alınamadı. Erdek`in Düzler mevkiindeki Kyzikos kazıları da 1989`da, Prof. Dr. Abdullah Yaylalı`nın başkanlığındaki bir ekip tarafından başlatıldıktan sonra "ödeneksizlik kurbanı" kurbanı oldu. 1996`da başlatılan kazılar ise sürüyor ama ödenek yetersizliği nedeniyle âdeta "kaplumbağa hızı"yla…
Her iki kazı da, yaz aylarında ancak 1-1,5 ay sürüyor. Hiç unutmuyorum, Daskyleion kazılarını 1988-2009 yılları arasında yürüten Prof. Dr. Tomris Bakır, "Biz, yılda bir ay, kaçakçılar ise 11 ay kazı yapıyor" demişti, bir röportajımız sırasında. Türkiye`nin bir uygarlıklar cenneti olduğu biliniyor. Hâlen ülkemizde toplam 300 kazı yapılıyor. Elbette ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın, bu kazıların hepsine ödenek ayırması kolay görülmese de, ören yerlerinin önemi dikkate alınarak, ödenek çıkarma konusunda bir derecelendirme yapılarak ödenek çıkarılabilir. Bu derecelendirme konusunda ise bölgemizdeki ören yerlerinin, ilk sıralarda yer alacağını düşünüyorum. Gelelim, Erdek`in hemen karşısında yer alan Zeytinliada kazısına. Erzurum Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurettin Öztürk, dört yıl gibi kısa bir süreyi kapsayan kazı döneminde, Zeytinliada`da âdeta mucizeler yarattı. Diğer kazılar gibi kısıtlı ödeneklerine karşın büyük bir özveriyle, idealist çizgide çalışıp, uyumlu ekibiyle çok önemli tarihi yapıtları günışığına çıkardı. Adanın, Hıristiyanlar için bir "Hac merkezi" olduğunu belirledi. Öztürk, uygulamakta oldukları "arkeopark projesi" ile adanın en geç 2-3 yıl içinde, "Ada Müzesi"ne dönüştürülmesinin, Erdek`in arkeoloji turizmi ve çok önemli bir gelir kaynağına kavuşmasını sağlayacağının altını özellikle çizerken, "Keşke bu ada, 55 yıl Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü`nün elinde dinlenme tesisi olarak kalmasaydı ve arkeolojik değerleri ortaya çıkarılsaydı!" derken haksız mı?
Nurettin Öztürk ve ekibini yürekten kutlarken, son sözümüz şöyle:
Arkeolojik değerler, toprak altında bekletilmemeli!
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —