Hangi açıdan bakarsak bakalım toplum olarak güncel yaşam sorunları üzerinde tartışırken genellikle siyaset ve spor gibi iki soyut kavram üzerinde tartışmalarımızın yoğunlaştığını görüyoruz. Ama diğer taraflarda, örneğin sanat ve kültür, çevre ve sağlık gibi okullar ve sorunları gibi bir dizi sorunlarımızın varlığına rağmen her ne dense bu sorunları ya görmezden geliyoruz ya da ilgi alanlarımıza almıyoruz gibi bir durumlar da var ortada.
Örneğin bu gün hangi okulumuza gidersek gidelim mutlaka sorunları olduğunu ve bir şekilde de toplumdan bir şeyler beklenmekte olduğunu görüyoruz.
Özellikle okul sosyal faaliyetleri konusunda önceki yıllarda var olan çeşitli yarışmalar, gösteriler, geziler ve çevre izlemeleri gibi ders dışı faaliyetlerden bir çoğunun artık öğrencilerin okul hayatından çıkmakta olduğunu öğreniyoruz.
Geçenlerde gittiğim bir okulumuzda paydos saatine denk düşen bir zaman da gelmişim. Kapıların açılmasıyla sanki bütün öğrencilerimizin büyük bir gürültüyle üstüme gelmekte olduklarını gördüm. Kenara çekilerek bir süre bekledim ve sonra müdürümüzün odasına çıkarken bu kadar acele etmenin ne gibi sebebi olabilir diye kendi kendime düşünmüştüm açıkçası.
Elbette okullarımızdaki öğrenci sayılarının çok fazla olduğunu da biliyoruz. Bu kadar öğrenci için ne dersliklerin sayısı ne de okul bahçelerimizin genişliği uygun, bu da doğru. Ve hatta nede okullarımızda mevcut olan o küçücük büfelerin imkan ve kabiliyetleri.
Tamam, eğer amaç sadece sınıfta bir şey öğretmekse bu görüntüleri anlarım ama ben çocuklarımızı hayata hazırlarken okul sınırları dahilindeki davranışlarında özellikle ders aralarında olanların önemli olduğunu, bağıran, çağıran kavga eden veya yüksek seslerle konuşan, koşan, yaramazlılar yapan, arkadaşlarını rahatsız eden öğrencilere de ikazlar yapılarak gerekli yönlendirmelerin yapılmasından yanayım.
Sonuç olarak demem o ki çocuklarımız o ders aralarında her istedikleri davranışları değil belirlenen kurallar içindeki davranışları yapmalılar diyorum. Daha da önemlisi okul bahçelerinin bir sokak arası olmadığını, aksine buraların bir eğitim yeri olduğu anlatılmalı çocuklarımıza. Ve hele hele okul bahçeleri gibi eğitim yuvalarında sağa sola atılmış kağıtlar, poşet, çikolata ve benzeri ambalajları görmek bence çok şaşırtıcı bir görüntü olmalı. Yani okul bahçelerinin her zaman temiz ve iyi örnek olması gerektiğini söylemeye çalışıyorum.
Örneğin elinde eldiveni olan temizlik kolu öğrencileri veya diğer öğrencilerden oluşturulan gruplar böyle görevleri üslenseler sanırım bir müddet sonra okul bahçeleri pırıl pırıl olabilir diyorum.
Unutmayalım ki eğitim her zaman ve her yerde gereklidir. Ama mutlaka arkasında durmalı ve kararlı olmalıyız diyorum çünkü çocuklarımız geleceğimizdir.
Esen kalınız.