Hilmi ÇETİN

Tarih: 18.05.2019 23:51

ORUÇLUNUN İKİ SEVİNCİ

Facebook Twitter Linked-in

ORUÇLUNUN İKİ SEVİNCİ
Kıymetli okurlar,
Peygamberimiz sahuru imsak vaktine kadar geciktirmeyi iftarda ise acele etmesini tavsiye etmiştir. Bu konuda: ?İnsanlar vakti girince iftar etmekte acele ettikleri sürece hayır üzere olurlar.? ?İftarda acele edeni Allah sever.? buyurmuştur.
İfta vakti duaların makbul olduğu bir vakittir ve bu vakitte dua edilmesi sünnettir. ?Her oruçlunun iftarını açtığında reddedilmeyen bir duası vardır.? buyurur Rahmet Peygamberi.
?Şüphesiz her iftar vaktinde Allah tarafından azad edilenler vardır. Bu(Ramazan boyunca) her gece olur.? müjdesi vermiştir Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav). Buna göre oruçluların cehennemden, azaptan azad olma fırsatı iftar vaktinde doğmaktadır.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Oruçlunun iki sevinci vardır; biri iftarı anındaki sevinci, diğeri de Rabbine kavuştuğu anki sevincidir.? İftar vakti çocuklar gibi şen olduğumuz, bir ibadeti daha yapabilmenin haklı gururu, iç huzurun yaşandığı vakittir.
Rabbimiz her gün birinci sevinci yaşattığı gibi kendisine ve rızasına kavuşma sevincini lütfetsin.
Peygamberimiz: ?Sofranızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de size dua etsin.? buyurdu.
Değerli okurlar,
Efendimiz(sav) oruçlulara iftar ettirilmesini tavsiye etmiştir. Bir yudum su veya bir lokma yiyecekle bile olsa oruçluya iftar ettirmenin faziletini anlatırken: ?Kim bir oruçluya iftar ettirirse, oruçlu olan misafirin sevabının aynısından ev sahibine de Allah lütfeder. Oruçlunun sevabından da bir şey eksilmez.? buyurmuştur.
İftarlarda tabi ki dostluk ve komşuluk icabı herkes çağrılabilir. Ve Ramazan ayı, bu kaynaşmalara vesile olan manevi bir iklimdir. Ancak iftar davetlerinde özellikle fakir, unutulmuş, kendisini yalnız hisseden Müslümanları daha çok gözetmek gerekmektedir.
Allahü Teâlâ sofralarımızı bereketlendirsin, helal yollardan rızık elde etmeyi kolaylaştırsın.

BİR AYET-İ KERİME
?Ey iman edenler! Allah´a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.? Tevbe,119

BİR HADİS-İ ŞERİF
?Şüphesiz helâl bellidir. Haram da bellidir. Fakat bu ikisi arasında (helâl veya haram olduğu açıkça belli olmayan) birtakım şüpheli şeyler vardır ki, pek çok kimse onları bilemez. Şüpheli şeylerden kaçınan bir kimse, dînini ve haysiyetini korumuş olur??

BİR SORU BİR CEVAP
Fidye verme gücü olmayan kişiler ne yapmalıdırlar?
Senenin hiçbir mevsiminde oruç tutamayacak kadar yaşlı olan (pîr-i fânî) kimselerin, maddî durumları uygunsa Ramazan´ın her bir günü için bir fakire fidye (yani bir fitre) vermeleri gerekir. İyileşme umudu olmayan hasta da bu hükme tâbidir.
Fidye verecek gücü olmayanlar ise, fidyeden sorumlu olmazlar. Ancak kasten tutmadıkları oruçların uhrevî sorumluluğunu taşırlar. Bu durumda olanların yapabileceği Cenab-ı Hak´tan bağışlanma dilemektir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —