Çocukluk, yaşamımızın en güzel dönemi.
Çocuklar için hayat, bir oyundur. Bu oyun, onlar büyüyünceye kadar sürer.
Farid Farjad, şöyle diyor:
“Masalsız uyuyan kimsesiz bir çocuğun gözlerinden öperek, kulağına eğilip, usulca ‘En güzel masal sensin çocuk’ demek isterdim.”
X X X
“Hayatım boyunca yalan söylemedim” diyen kişi, kesin yalan söylemektedir.
Yalan, insanın yaşamında mutlaka vardır, ne yazık ki!
Dostoyevski, “Yalanlarımız ortaya çıkmadıkça, hepimiz iyi insanlarız” diyor.
X X X
Çok öfkeli bir toplumuz.
Bağırarak söylediğimizde, haklı çıkacağımızı sanıyoruz.
Farid Farjad şöyle diyor:
“Yıllar sonra öğrendim ki;
Bağırıp çağırmana gerek yok
Sesini duymak isteyene
Bir fısıltın yeter”
X X X
1469-1536 yılları arasında yaşayan Erasmus, insanların deli olduğuna inanır. “Barış yerine savaş, zevk yerine cefa, dostluk yerine düşmanlıkla kısa dünyayı zehir etmeye değer mi?” der.
Eugene İonesco ise “Gergedan” isimli ölümsüz oyununda tüm insanlar, yavaş yavaş gergedana dönüşür.
Oyun, değer yapısı sarsılmış toplumlarda yaşayan insanların kişisel hırsları, para tutkularını ve benlik kaygılarını anlatarak büyük yozlaşmayı dile getirir.
Sizce, biz de “Gergedan toplumu”muyuz?
X X X
Düşünce tartışmalarına girmemeye özen gösteririm. Çünkü herkesin kendi düşüncesinin doğruluğuna inanması nedeniyle bu tartışmalardan sonuç çıkamayacağını bilirim.
Montaigne, “Bana doğru gibi gelen hiçbir düşünce yoktur ki, aynı zamanda yanlış gibi de gelmesin” diyor.
X X X
Elbette ki, yabancı dillerden başarıyla çevrilen çok önemli şiirler, romanlar da var ama her yapıt, kendi dilinde daha güzel ve etkili.
Anton Çehov’a, hikâyelerini Fransızca’ya çevirmesini önermişler. “Olmaz ki” demiş. “Ben, bu hikâyelerde Rus insanını anlatıyorum. Fransızlar’a çok uzak şeyler bunlar…”
Güzel dilimizin, Türkçemizin değerini bilelim.
X X X
Yazmak büyük tutku.
Kitaplarımı hiçbir zaman satmak, paraya dönüştürmek için yazmadım. İçimden geldiği gibi ve her şeyden önce, gelecekte, yeni yazarlara kaynak oluşturması için yazdım.
Franz Kafka, kitaplarını yayımlamak için yazmamış. Hatta yakın bir arkadaşına, evindeki elyazmalarını öldükten sonra yakması için vasiyette bulunmuş. Çünkü Kafka’nın, başarı ya da para kazanmak gibi bir amacı yokmuş.