Ancak ben anlattıklarından pek emin olmadığım için internette bir gezinti yaptım
Yaptığım gezintide; Etimolojik açıdan bakıldığında Yakındoğu ve Ortadoğu ülkelerinde "araki" "ariki", "arak" ve "rakı" gibi aynı kökten geldiği belli olan değişik birçok isim damıtılmış anasonlu veya sakızlı içkiyi tanımlandığını okudum
Tabi bu arada ilginç bir anekdota da rastladım
O zamanki adıyla, İnhisarlar Dairesi yani "Tekel"in kurulduğu yıllardan önce, 1880 - 1900 yılları arasında ülkemizde bandrol ödenerek özel sektör rakısı olarak satılanların arasında ERDEK rakısının da yer aldığını görünce şaşırdım
* * *
RAKININ ortaya çıkışı ile ilgili ve bu konuda bir iddia bu içkinin ilk Irak`ta yapılıp diğer ülkelere dağılmış olabileceği anlatılıyor
Bu iddia yaptığım incelemede bana pek akla yakın gelmedi
Zira Osmanlı`da 16. Yüzyılda "arak" olarak adlandırıldığı zaman Irak bir devlet olarak yoktu. Bir diğer iddia razzaki üzümünden üretildiği için bu adı aldığı, bu da olamaz deniliyor, zira rakı her türlü üzümden imal edile gelmiş, örneğin; misket üzümü
Bir başka varsayım ise, Arapçada "arak" sözcüğünün "ter" anlamına gelmesidir.
Rakının üretim tekniğine dayalı bu varsayım akla daha yakın olmalıdır. Zira sonuçta imbikte damıtma işlemi sırasında ter damlacıkları gibi damlalar oluşmakta ve birleşerek oluktan dışarı akmaktadır.
Doğu Hindistan, Malezya, Seylan ve İran`da çeşitli bitkilerin damıtılması sonucu ortaya çıkan içkilerin tamamına "arak" denmesi bu görüşü kuvvetlendirmektedir.
Bunlar yaptığım araştırmalar sonucunda çıkan bilgiler elbette
* * *.
ARAPÇA kökenli olduğu belirtilen `alkol` sözcüğünün, bir belirtme takısı olan "al" ile kaş boyası olarak kullanılan rastık tozu anlamına gelen "kühl" sözcüklerinden oluştuğuna şahit oluyoruz
Kimyager değilim, ancak yazılanlara bakılırsa alkolün kimyada formülü C2H5OH.
Eski Mısır`da imbik katı`dan damıtılarak rastık boyası yapmakta kullanıldığından sıvıdan damıtım işlemi için de aynı ismin kullanılmış olmasının muhtemel olduğu kayıtlarda mevcut.
İslam Imparatorluğu sırasında da ilk defa imbiğin alkol elde etmek için kullanıldığını gösteren belgeler var.
Ibn-i Sina (MS. 844 - 932) eserlerinde kendinden bir yüzyıl evvel yaşamış olan Sufi Geber`in şaraptan damıtma yolu ile alkol elde ettiğini yazmaktadır.
MS. 9. Yüzyılda Araplar Sicilya`yı fethettiğinde üzümü sıkıp şırasını damıtarak elde ettikleri alkolü lamba yakmakta ve savaşta yaraları dezenfekte etmekte kullanıldığı, Araplar İslam dini elvermediği için bu sıvıyı içki niyetine içmeyi düşünmemişler. Ancak, Sicilyalılar alkolün içerisine anason ekleyerek "Tutone" adlı içkiyi yapmışlar. Bugün içtiğimiz "Rakı"nın atasının MS. 9. Yüzyılda Sicilyalıların bulduğu "Tutone" olduğu belirtiliyor.
* * *
Araştırmamda elde ettiğim bilgilerde, geçmişteki rakı isimleri ve bu konuda görüşlerini geçmiş zamanlarda paylaşanların ifadelerinde:
"Tekel 1926 yılında kuruldu ve aynı yıl rakı imaline başladı. Tekel rakısı olarak piyasaya Fevkalade, Aliyulala ve Ala rakıları çıktı. Bu rakılar 10, 15, 25, 50 ve 100 cl`lik şişelerde satılıyordu. Sonra Tekel Yeni ve Kulüp Rakılarını çıkarttı. Tekel`in adı o sıralarda "İnhisarlar Dairesi" idi. Altınbaş`ın piyasaya sürülmesi yenidir" deniyor
Bu arada; "A" Rakısı, Bahçe, Memur, Olgun, Bülbülce, Edremit, Sevim, Çamlıca, Mürefte, Sümer, Bilecik, Adalar, Efe, Elif, Keyif, Hanım, Zarakosta, Çavuş, Alem, Dem, Dimitroeopulo, Baküs, Stafilino, Bülbül, Sakız, Fertek, Ankara, Üzüm Kızı, Ruh, Jale, Filurya. Denizkızı, Erdek, Umurca. rakıları ise 1880 - 1900 arasında satılmakta olduğunu da kayıtlarda bulabiliyoruz.
* * *
Hüseyin Rıfat`ın yazdıklarıyla Halil kardeşimize ithafen Rakı konusundaki yazımızı bitirelim
"O kadar tatlı ve hoştur ki rakım,
İki zıkkımlanırım bir satarım.
Bunu takdir ederek her içenin
Canının üstüne canlar katarım!
Halis-üd-dem bir üzüm mahsulüdür,
Saf bir meydir, bunun bir şişesi.
Derdi eksiltir; hele her gün içen
Kimsenin kalmaz gönül endişesi!
Bir görüşte namımı mirim, deme:
"Kim bu mahluk-ı acip, aya neci ?"
Bulamayınca şiiriyetten gıda
Oldum işte ben de bi meyhaneci!"
Saygıyla, sağlıkla, sevgiyle kalın