İçilmesi kolaylaştırılmış komprime haplar gibi kısa, okurken insanı sıkmayan, bazen yüzlerinde gülücükler oluşturan, bazen üzen, bazen de düşündüren şiirler sunacağım bugünkü yazımda.
İşte size ekmek yer gibi, su içer gibi, konuşur gibi sevdasını söyleyen, üstelik dizelerine duasını yükleyen bir bayan şairi ÜMRAN YEDEKÇİ´nin şiiri:?Sen Romeo
Ben Julyet
Birleşmemiz için
Dua et!?
Ne yazık ki iş, her zaman bayan şairlerin dediği gibi Romeo-Julyet romantizmiyle yürümez.
Sevda işi bu, belli mi olur. Bazen de realizmin katı ve aşılmaz duvarları önünde umutsuz anlar yaşatır. ERDOĞAN TOKMAKÇI´nın dediği gibi:
?Yok kızım yok (!)
Sonumuz şimdiden belli..
Sende o güzellik
Bende bu züğürtlük
Olduktan kelli(!)?
Sevgiye bağlılık konusunda bir kuşku, yüreğe bir kurt düşmeye görsün. ÜMRAN YEDEKÇİ´nin şiirindeki gibi sorunlarla, o kuşku-o kurt yer bitirir sevgiyi:
?O, ilk sevgilin
Selma´yı da sevdin,
Beni de...
Daha da sevmeye niyetlisin.
Doğru söyle,
Hangimizle evleneceksin??
Bazen, aşıkların attığı kemik "cuk" oturmaz (Bu bir köylü söylemidir) işler ters gider. Bakarsın sevgi karşılıksız çıkıverir. OKTAY RIFAT´ın şiirindeki gibi:
?Nedir bu benim çilem!
Hesap bilmem
Muhasebede memu4um
En sevdiğim yemek imambayıldı
Dokunur
Bir kız tanırım çilli
Ben onu severim
O beni sevmez?
ORHAN FEVZİ´ye bakarsanız, sevda işlerinde akılcı ve dikkatli olmakta fayda vardır. Zira bazı avanak aşıkları ökseye düşen kuş gibi, oltaya vuran balık gibi tongaya bastırabilirler:
?İki çıtı pıtı hanım
Giymişler bir örnek
Alt lacivert
Üst kırmızı
Çıkmışlar piyasaya
Kırmızı lacivert yemlerine
Alık arıyorlar?