Biliyoruz ki trafik, bir toplumu tanıma adına sosyal yaşamın en isabetli göstergelerinden birisi olarak kabul görüyor dünyamızda.
Ve bu konuda bizim ülkemiz trafik ortamına baktığımızda hangi açıdan bakarsak bakalım trafik akışını kolaylaştırmaktan daha çok farkında olmadan adeta zorlaştırmak için çırpınan bir anlayış içinde gözüküyoruz. Olur olmaz yerlere park etmekten tutunuz bisiklet ve motosiklet kullanımlarındaki bir şey olmaz tarzındaki sürüşlere kadar bir çok alanda hayatımızı hep riske atıyoruz. Aslında hayat bu kadar ucuz değil, olmamalı da ama maalesef bizler ucuzlatıyoruz gibi bir sorunumuz da var ortada.
Bakınız geçtiğimiz akşam Erdek-Adalar arası gemi kalkış saatine yakın bir saatte Niyazi Gülhan öğretmenimin saat 19.00`daki idmanına yetişmek üzere Hükümet caddesinde koşar adım stada doğru yürüyorum.Tam da Yalı camiinin önüne geldiğimde, karşıya geçeceğim ama tedirgin olunca geçemedim. Önümdeki araç bir türlü Hükümet Caddesine çıkamıyor, çıkmıyor da. Baktım yabancı bir araç. Tam da yol ağzında beklemekte ve arkasında da araç kuyruğu oluşmuş durumda. Neden çıkmıyor derken hemen solda, içinde şoförü olan büyükçe bir minibüsün yol ağzında, görüşü engellemiş durumda park etmiş olduğunu görüyorum. Dörtlülerini yakmış karşı marketten birisini bekler durumda ama maalesef trafiği engellediğinin farkında değil. Trafik akışına yardımcı olma adına hemen bir adım öne, yola çıkarak gelen araç var mı diye baktım ve yabancı araca dönerek hadi çıkın, gelen yok diyerek sürücüye seslendim.
Araç yine bir türlü hareket etmiyor ve beklemeye devam edecek gibi de görünüyor. Şoförün yanındaki bayan, bana dönerek, İngilizce olarak yolu göremiyoruz ki diyerek hem söyleniyor hem de beklemeye devam edecek sinyalini veriyorlardı. Ama Allahtan minibüsün beklediği adam elinde poşetle marketten koşarak geldi de araç hareket etti ve bizim yabancı aracımız da kavşaktan çıkabildi.
Şimdi
Yardım ediyoruz ama adam bizi hiç kale almıyor ve hem de trafiği durduruyor şeklindeki itirazımı kendi kendime yaparak yolumda yürürken biran durdum ve geriye, o kavşağa bakarak bir şeyi daha yeni fark ettiğimi hemen itiraf etmeliyim. Gerçekten adamlar kurallara uyum noktasında çok cesaretli davranıyorlar bir kere bu kesin.
Maalesef bizler ise bu örnekte de olduğu gibi hemen işimizi görmeye ve günümüzü kurtarmaya çalışıyor ve hatta eğer çıkışta da bir kaza yaşamazsak bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz.
Ama onlar
Bekliyor. Sıra mı olmuş, trafik mi aksamış umurlarında değil. Önce canının düşünüyor ve sonra inanıyor ki birileri gelecek ve soruna müdahale edecek. Ve müdahale ederken de cezayı basacak. Belki 5 veya ne bileyim 15 dakika bekleyecek ama sonrasında yapılan işlemlerle hem sistemini korumuş olacak yani böylesi kavşak ağızlarına hiç kimse park etme alışkanlığına girmeyecek hem de ihtimali az da olsa çıkışta bir kazaya neden olmayacak.
İşte zaman zaman Avrupa`ya gidip oraları görenlerin bize anlattıkları o kurallara uyma noktasında sistemi koruma adına yapılanlardan birisi de böyle bir hareket tarzı olsa gerek. Özetle bizler hemen işimizin çözülmesini beklerken onlar hem canlarını, mallarını ve hem de sistemlerinin koruma derdinde oluyorlar ve bunda da başarılılar.
